Yazar | : | Ahmet Naim |
İsbn | : | 9759165007 |
Yayın Tarihi | : | Ağustos, 2005 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 53 |
Ölçü | : | 13,5 x 20 cm |
Yayınevi | : | İhvan Neşriyat |
Müslümanlar arasında ırkçılık davasının, diğer bir deyimle, ırka ve cinse bağlı taassubun belirmesi ve memleketin ölüm ve dirim meselelerinden biri haline getirilmesi meşrutiyetten başlar. Bu, cehalet sebebiyle, Avrupa'dan aldığımız zararlı ve yabancı bir bidattir. Zaten Avrupa'nın daima en fena şeylerini almak, iyi şeylerini de bozmadıkça tatbik etmemek bizim dikkati çeken en büyük felaketlerimizdendir.
Irkçılık davası dinen kötüdür ve benimsenemez. Dini tabiriyle bir cahiliyet davasıdır. İslamın beka ve kıyamına, müslümanların refah ve saadetine en müthiş darbedir.
Hemen hemen bütün islam memleketleri ehli küfür eline geçmişken, bir avuç müslümanın ben Türküm, ben Arabım, ben Kürtüm, ben Lazım gibi iddialarla birbirlerine karşı bağlarını gevşetmeleri hele düşmanlarımızın tecavüzkâr ayakları ta kalp evimize bastığı bir sırada deliliktir. Din ve iman, akıl ve muhakeme alanından uzaklaşarak, ırkçılık davasının aldatıcı serabı ardında koşan Arnavut kardeşlerimizin başına gelen büyük musibet bize ibret verici korkunç bir derstir. "Aynı sebepler aynı neticeleri doğurur" akıl ve tabiat kaidesine binaen bu gidişte devam ettiğimiz takdirde er geç bizim de başımıza· gelecek musibet (felaket) budur. Bu gidişle son islam sığınağı olan bu memleket - Allah korusun - Arnavutluk gibi, küfür memleketi haline gelecektir.
Bazı Arap kardeşlerimizin ırkçılık davasıyla takip ettikleri gayeyi bilemezsek de "Türkçü" namını şiar edinen Türk kardeşlerimizle temasımız çok olduğu için takip ettikleri yol ve mesleklerini biliyoruz zannındayız. Kürt kardeşlerimiz ise anladığıma göre - henüz bu hastalıkla hastalanmamışlardır. Bundan sonra da hastalanmamalarını Cenabı Hak'dan niyaz ederim.
Türkçülerle vaki olan münazara ve münakaşalarımızdan beş senelik çalışmaya rağmen hala kendilerine sağlam bir gaye seçmekte anlaşamadıklarını anlıyoruz. Nereye ve niçin gittiğini idrakten aciz ve bütün yaygaraları "uydum kalabalığa" demekten ibaret olan toplumun ekseriyeti bir tarafa bırakılırsa Türkçülük öncülerini, büyüklerini, liderlerini, reislerini...