Yazar | : | Orhan Koloğlu |
İsbn | : | 9786055340193 |
Yayın Tarihi | : | Mart, 2012 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 295 |
Ölçü | : | 15 x 23 cm |
Yayınevi | : | Kırmızı Kedi Yayınevi |
64 yıl önce gazeteciliğe başlamamın ardından, siyasetten spora her alanda bilgi toplamış olduğum halde masonluk konusunun hiç gündemime gelmemiş olduğunu, tarihçiliğe yöneldiğimde fark ettiğimde çok şaşırmıştım. Sultan II. Abdülhamid döneminin basınını tararken rastladığım kısacık haberler, konunun ciddiye alınması gerektiğini düşündürmüştü. Bunlarda, Beyoğlu'nda düzenlenen mason balolarının, bir milli marş niteliği taşıyan Hamidiye Marşı ile başladığı, sultanın bir yaverinin hazır bulunduğu ve yüz lirayı aşan bağışta bulunulduğu belirtiliyordu.
Aşırı tutucu diye tanıtılan bir hükümdarın bu davranışının gerekçesini merak etmemem mümkün değildi. Hele masonluğun son derece içine kapalı bir örgüt olduğunu öğrenince. Bu konuda bana anılarını anlatan bir kimseye de rastlamamıştım. Hele Galatasaray' da okurken edebiyat ve tarih öğretmenliğimizi yapan Raşit Hoca'nın (Erer) en büyük üstatlardan biri olduğunu öğrenince şaşkınlığım büsbütün arttı. Osmanlı Devleti'nde Maliye Nazırlığı yapmış, çok kültürlü, biz gençlerle her konuyu açıkça tartışmaktan kaçınmayan bu hocamız, bir kere bile bu hususa temas etmemişti. Demek ki bizi yandaşlarının dışında sayıyordu. Ya da 1940'lı yıllarda bizim bilmediğimiz bir sebep vardı.
Dolayısıyla benim gibi "harici" olduğunu kurumun üyelerinin de kabul ettikleri bir kişinin, o örgütün tarihini yazmasına güvensizlik gösterilmesi doğaldır. Harici deyiminin aşağılayıcı bir niteliği olmadığını ben de zamanla öğrendim. Masonlar örgütlerine, belli kurallar ve törenlerden geçirilerek üye kaydedilmemiş olanları bu deyimle tanımlarlar. 21. yüzyılda dünya nüfusunda belki sadece 2000-2500 kişide birinin mason olduğu düşünülürse, haricilerin bu örgütlenmeden etkilenmediği farz edilebilir…