İncir Çekirdeği Hereke'den Çıktım Yola
Yazar | : | Haluk Dursun |
İsbn | : | 9786050813111 |
Yayın Tarihi | : | Ocak, 2014 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 272 |
Ölçü | : | 13,5 x 21 cm |
Yayınevi | : | Timaş Yayınları |
Ben Hereke’de doğdum... 16 Aralık günü, akşam ezanı okunurken dünyaya gelmişim.
Ömer Seyfettin’in “And” isimli hikâyesinin nasıl başladığını bilirsiniz: “Ben Gönen’de doğdum” diye başlar. O hikâyede “Pek uzun gurbetlerden sonra vatanına dönen bir adam, doğduğu yerin ufkunu koyu bir sis altında bulup da sevdiği şeyleri uzaktan bir an önce göremediği için nasıl hüzünlenirse, ben de tıpkı böyle meraka, sabırsızlığa benzer bir acı duyarım...” der.
Ben Hereke’de doğduktan sonra, Ömer Seyfettin’i Taş Mektep’te Ahmet Öğretmenden öğrendim. “And” isimli hikâyeyi Ahmet Öğretmen’in sesinden dinledim. Daha birçok Ömer Seyfettin hikâyesini dinlediğim gibi... Ömer Seyfettin’i, Ahmet Öğretmen’i ve Hereke’yi unutmadım, hiç aklımdan çıkarmadım, hiç oradan kopmadım.
Ömer Seyfettin, hikâyesinde bir de kafiyeli tekerleme söyler:
Mustafa mıstık,
Arabaya kıstık,
Üç mum yaktık,
Seyrine baktık!
Şimdi ben de eski günlerimin, benim Hereke’min seyrine bakıyorum.
Küçüklüğümden beri okumaya, dinlemeye, sormaya, yazmaya doyamam. Defterler tutarım, ta çocukluğumdan beri. Kapaklarında Haluk’un Defteri yazar. Bunlar Hereke Defteri, İstanbul Defteri, Anadolu Defteri, Osmanlı Defteri, Avrupa Defteri, Orta Asya Defteri gibi alt başlıklara ayrılır. Bir kısmı kitaplaştı, okuyucuya ulaştı. İlk tuttuğum defter bana kaldı. O benim özel defterimdi. Ne var ki onu da eller aldı. Küçük küçük duygular, düşünceler, hikâyeler dışarıya sızdı, günün modası “sosyal medya” üzerinden... Ummadığım bir ilgi gördü ve beni yeni bir kitaba doğru sürükledi...
Şimdi ben de eski günlerimin, benim Hereke’min seyrine bakıyorum.
Küçüklüğümden beri okumaya, dinlemeye, sormaya, yazmaya doyamam. Defterler tutarım, ta çocukluğumdan beri. Kapaklarında Haluk’un Defteri yazar. Bunlar Hereke Defteri, İstanbul Defteri, Anadolu Defteri, Osmanlı Defteri, Avrupa Defteri, Orta Asya Defteri gibi alt başlıklara ayrılır. Bir kısmı kitaplaştı, okuyucuya ulaştı. İlk tuttuğum defter bana kaldı. O benim özel defterimdi. Ne var ki onu da eller aldı. Küçük küçük duygular, düşünceler, hikâyeler dışarıya sızdı, günün modası “sosyal medya” üzerinden... Ummadığım bir ilgi gördü ve beni yeni bir kitaba doğru sürükledi...