Yazar | : | Selim İleri |
İsbn | : | 9753630190 |
Yayın Tarihi | : | Nisan, 2004 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 229 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Yky |
On dört, on beş yaşında okuduğum hikâyeleri ne zaman hatırlasam yüreğim çarpar. Bu hikâyelerin çoğunu eski kitap satan küçük dükkânlardan, sergilerden, ne alırsan bir liraya sokak köşelerinden devşirmiştim. Bu hikâyeler ben, yaşanılan günün dar perspektifinden kurtararak, bir yanda geçmişe, hiç bilmediğim geçmiş günlerin zamanlarına, bir yandan da geleceğe, yarına ve çok daha sonraki yıllara alıp götürüyor; bu hikâyeler bende iyilik, güzellik ülkelerinin çağrışımlarını uyandırıyordu.
İşte o hikâyeler... İlk Gençlik Çağına Öyküler'in birinci kitabını onlarla tıka basa oluşturmaya çalıştım. Birçoğu yine de sığmadı. Bu yüzden heyecanlarımın, sevinçlerimin bir bölümü şu kitapta yok. Yeni heyecanlar, yeni sevinçler için bu kitabın genç okurları, yeni yeni hikâye kitaplarına yelken açacaklar nasıl olsa. Sonra da bir gün benim gibi yıllar öncesinde kalmış ilginçliklerini o eşsiz öykülerle anımsayacaklar...
Şimdi bana öyle geliyor ki, nice zamanlar önce yazılmış bu öyküler yazarlarının hatırasına bizden daha bağlı kalmışlar. Güncelliğin modalarına meydan okuyorlar ve biz eskimedik, hiç eskimeyeceğiz, hala herkese ses yöneltebiliriz demek istiyorlar.
Gerçi biraz dilleri eskimiş. Arılaşan dilimizi gözönünde tutarak, bazı hikâyelerin kimi sözcüklerini değiştirdim; Türkçe karşılıklarını yeğledim. Bunu yaparken hikâyecilerin söyleyiş, biçem özelliklerine sıkı sıkıya sadakat göstermeye çalıştım. Zaten bazı hikâyelerin eski sözcüklerine hiç dokunmadım. Genç okur, takıldığı bir kaç kelime için, sözlüğe baksın. Üslupçu bir yazara şu kadarcık saygı fazla mı?
Öykülerin başın, bir iki cümlelik yorumlar ekledim, ne var ki bu yorumlarla yetinmemeliyiz. Her öykü daha yığınla yorumu gereksinir, her öyküde daha yığınla güzellik, içlilik, duyarlık gizlidir.
Bu hikâyelerin yazıları bu hikâyeleri daha mutlu bir dünya için yazmışlar. Mutlu yeryüzünün kurucusu elbette gençlerdir; evet-evet bu hikâyeler de henüz çok genç!