Yazar | : | Emine Algan |
İsbn | : | 9789944880909 |
Yayın Tarihi | : | Haziran, 2007 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 441 |
Ölçü | : | 13 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | T. İş Bankası Kültür Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Erol Günaydın |
İsterse, içinden öyle geliyorsa pek gürültülü yaşayabilir İnsan. Hele bir de gösteri dünyasının içindeyse, tercih de edebilir bunu. Ya da sessizce, yavaş yavaş yürür. Kıyamet koparmadan. Usul usul yaptığı işler ses getirir. Her adımda sesler yükselir, çoğalır, koca bir hayat olur.
Erol Günaydın yarım asrı çoktan geride bıraktığı profesyonel oyunculuk hayatını işte böyle kıyamet koparmadan, alkışlar kopartarak sürdürüyor. Her saniyesinden keyif alarak yaşıyor hayatı. Her yeni proje teklifi geldiğinde sahneye ilk çıktığı günkü heyecanla doluyor yüreği. Abartı değil, kaç kez tanık oldum. Gözlerinde, ellerinde, bütün bedeninde görebiliyor insan bunu. "Yerimden kalkacak halim yok, bak ellerim nasıl şişti" diye sızlandığı zamanlarda telefon çalıyor mesela. "Bir film projemiz var, sizi de şu rol için düşündük" diyor karşıdaki. Randevu verip telefonu kapattıktan sonra, "Yahu görüşelim dedim ama nasıl yaparım? Nasıl yetişirim bunca işe" diye önce bir hafiften söyleniyor. Ama yakınma değil bu, daha ziyade kendini tanıma. Sesindeki canlanma hemen hissediliyor zaten. Kızları Ayşe, Fatoş ve Günfer'le birbirimize bakıp gülüyoruz. Gizlice değil, açık açık. "Ne filmiymiş, kim yapıyor, senaryosu, yönetmeni... " filan diye konuşulurken Erol Günaydın kalkıp içeri gidiyor. Hepimiz biliyoruz; yalnız kalıp düşünme zamanı. Beş-on dakika sonra döndüğünde o hafta yapılacak işleri gözden geçirip sıraya koyuyor. Bundan sonra ya sohbetimize kaldığımız yerden devam ediyoruz ya da, "Bugünlük bu kadar. Hadi sofraya" diyerek rakı faslına geçiyoruz.
Bir dahaki sohbetimize kadar "filmcilerle" görüşmeler yapılmış, durum netleşmiş oluyor. Projeyi beğenmişse ayrıntıları, beğenmemişse nesini beğenmediğini konuşuyoruz. Her halükarda daha genç, daha coşkulu artık. Bunu söyleyince gülerek özetliyor heyecan durumunu: "Kadıköy Süreyya'da ilk profesyonel oyunum Papaz Kaçtı'yla sahneye çıktım. Makyajımı silip eve gelene kadar elli yıl geçti... "
Tam da bugün 74 yaşını dolduran bu delikanlıyla 2005 Eylül ayında tanıştık. "Hırsız-Polis" dizisinin çekimleri başlamadan önce ekip birbirini tanısın diye toplanmıştık. Onu tanımayan yoktu elbette. Uğur Yücel'in oynayacağı Aksak karakterinin babası Dursun Kaptan olacaktı...