Yazar | : | Kemal Tahir |
İsbn | : | 9754782261 |
Yayın Tarihi | : | 2004 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 656 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Tekin Yayınevi |
Garson İhsan, Felek Kıraathanesi'nin hela musluğunda elini yıkayan Murat'a sabun yetiştirdi:
- Buyrun Murat bey!
- Teşekkür ederim.
- Siz mi kazandınız.
- Evet.
- Kaç parti?
- İki parti. Kırk kuruş aldım. Allah bereket versin...
- Onlar Cimdallı'da sizi yenemezler. Burada, sizi Cimdalı'da yenecek yok...
- Kaat meselesi.
- Kaat başka... Bir de oynamak lazım. Siz yediliye varıncaya kadar hesaplıyorsunuz.
- Sade hesap değil... Onlar keyif için oynuyorlar, biz geçinmek için. Arada fark var.
Murat, öğle yemeğinde ekseriya olduğu gibi bir bardak çayla beraber simit yediği halde, elini, uzun uzadıya sabun adı. Elini sabunladığı zamanlar, vücudu keselenmiş, temiz çamaşır giymiş gibi rahatlayıp ferahlıyordu...
Sabunu, garson İhsan'a verdi. Garson İhsan, elinin sırtını uzattı. Murat güldü:
- Şunu avucuna neden almazsın?
- Uğursuzluk olurmuş.
- İkimizin de her çeşit uğursuzluktan korkmamız acaip... İşte düşürdün...' .
- Zararı yok...
- Bana bir kahve getir. Şekeri az olacak. Malum ya yemek yedik. Sonra hokka kalem isterim.
- Mektup mu? Kaat ta alayım...
- Hayır. Oturup dünyanın en mühim suallerine cevap vereceğim... Dehşetli sualler...
- Gene mi defter Murat bey?
- Hem bu seferki ne güzel... Sağlam bir uç bul... Yazıya özeneceğim... Defterin sahibini görsen, küçük dilini yutarsın...
- Pek mi güzel bir hanım?..