Yazar | : | Celaleddin Ezine |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 320 |
Ölçü | : | 12,5 x 19 cm |
Yayınevi | : | Tasvir Neşriyatı |
Sirkeci garından bilmem kaçıncı çıkışımdır bu... Her halde yirmiyi geçmiş olacak. Fakat şimdiye kadar İstanbul'u her terk edişim, ya tahsil yahut da seyahat maksadıyla gidilen bir Avrupa idi. Yalnız son defa Majino'ya hareket ettiğim zaman harp içinde bir Avrupa'dan geçmiştim. Fakat harp içinde olmakla beraber o da bütün konforuyla bir yataklı vagon seyahati idi.
Şimdi ise lokantalı vagonu bile olmayan bir tren ile her baş şehirde katar değiştirerek; elimde bir haftalık yiyecek zembilim ve su şişem, bir ekspres kafilesinden ziyade, kervana katılmış hacı gibiyim... Cerre çıkmış dervişe benzemek için elimde asam, sırtımda abam eksik...
Harp içinde Avrupa seyahatinin ne kadar zevk ve sefadan mahrum, fakat o nispette zahmet ve meşakkatle dolu bir yol olduğunu gidenlerden duymuştum. Bunlardan hiçbiri zevki için bu meşakkatlere katlanmadı. İçlerinde hastası, tüccarı, memuru vardı. Her biri zaruret veya vazifenin seyyahı idi. Ben de "Harp içinde Avrupa'yı Türk okuyucusuna olduğu gibi yazmak; harbin meydana getirdiği yeni politikanın, yeni ekonominin ve yeni sosyologyanın içyüzünü gördüğüm ve kavradığım gibi anlatmak, vazifem kadar da arzumdur. Bu vazifeyi kâfi ve su götürmez bir tarafsızlıkla yapacağım. Bunu böyle yapmam için sebepler de mevcut: Cebimdeki pasaport kadar Türk; gönlümdeki iman kadar Müslümanım. Ecnebi bir rejim alakadarlığını yahut hususi bir politika taraftarlığını hazır elbise gibi sırtıma giyip çıkaracak da değilim... Bu düşünce beni ecnebi devletlere karşı müspet veya menfi duygularımızı incelemeğe sevk ediyor. Eskiden devlet adamlarımız, şimdi de bazı muharrirlerimiz arasında itiyat olan fena bir usulü hatırlıyorum: Abdülhamid'in saltanatı devrinde, Alman dostu bir Sadrazamla İngiliz muhibbi bir Başvekil, mekik dokuyup dururlardı. Mesela Kamil Paşa iktidar mevkiine gelince, bilirdik ki; dış politikamız İngiliz nüfuzuna tabi olacaktır.