Bu kitap, hayatımın son dört yılında edindiğim ve benim için çok önemli olan bilgi ve izlenimlerle oluştu. Bu dört yıl içinde Osmanlı hanedan mensuplarını tanıma olanağı buldum. Onların 1924 sürgününü takip eden yıllardaki serüvenlerini ya sürgünü bizzat yaşayanlardan ya da çocukları ve torunlarından dinledim. Bu kitabın tamamlayıcısı olacağını düşündüğüm "Osmanoğlu'nun Sürgünü" adlı belgeselin, tarihimizin özellikle son dönemiyle ilgili önyargıların giderilmesinde faydalı olacağına inanıyorum. Kitapta, 3 Mart 1924'te Hilafet'in kaldırılmasıyla yurtdışına sürgüne gönderilen Osmanlı Hanedan ve Ailesi'nden sürgüne tanık olan ve kendileriyle konuşma olanağı bulduğum beş kişiyi anılarıyla tanıyacağız. 2005 yılı itibariyle hayatta olan bu kişiler; Hanedan'ın en yaşlı üyesi ve aynı zamanda da Aile Reisi olan Ertuğrul Osman Efendi; reislik sırasında ikinci basamakta olan, I. Abdülmecid soyundan Burhaneddin Cem Efendi; II. Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan'ın oğlu Osman Nami Osmanoğlu; II. Abdülhamid'in kız kardeşi Mediha Sultan'ın torunu ve aynı zamanda Damat Ferit Paşa'nın da üvey torunu olan Fethi Sami Baltalimanlı; ve I. Abdülmecid'in torunu İbrahim Tevfik Efendi'nin kızı Fatma Zehra Sultan'ın evlatlarından Bilun Alpan... Bu beş hanedan mensubunun yaşadıklarını, konuşmaları ve anılarıyla destekleyen yakınları da kitapta yer aldı. Konuştuğum kişilerden Fethi Sami Baltalimanlı ve Burhaneddin Cem Efendi geçtiğimiz aylarda vefat ettiler. Kendileriyle röportaj yapan son kişi ben oldum. Hanedan'ın izini sürdüğüm 9 ülkede tanıdıklarım, ailenin nerelere dağıldığını biliyorlardı; ama çoğu birbirlerini hiç görmemişti. 19 Eylül 2006'da "Osmanoğlu'nun Sürgünü" belgeselinin basın tanıtımı için bir araya geldikleri Dolmabahçe Sarayı'nın Has Bahçesi'nde, 80 küsur yıldır uzakta oldukları ülkelerini bazıları ilk kez gördü. Sadece ismen tanıdıkları ve aile soyağacındaki yerlerini bildikleri ama şahsen hiç görmedikleri kuzin ve kuzenleriyle tanıştılar. Sürgüne tanık olan bu beş Osmanlı, inatla Türkçenin konuşulduğu, daha doğrusu, konuşturulduğu evlerde yetişmişler…

---