Yazar | : | |
Yayın Tarihi | : | 1986 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 308 |
Ölçü | : | 12,5 x 19 cm |
Yayınevi | : | Sanat-Koop Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Halil Kocagöz |
Halil'i İstanbul'un Ortaköy'ündeki Galatasaray Lisesi'nin ortaokul kısmına bıraktığımız günü, hep anımsarım: Ferzan Ablası, çantasını açmış, giyeceklerini, eşyasını dolabına yerleştirmişti. Halil, boynunu bükmüş, öylece ona bakıyordu. Ben, kayıt işlemlerini yaptırmış, Halil'i biraz önce de okul yönetimine teslim etmiştim. Yerleşme işini bitirip de bahçeye çıktığımızda, ortalıkta Halil gibi okula yeni gelen çocuklar koşuşuyor, dolaşıyor; ya da bir kenara çekilmiş iki yakalarına bakınıyordu. İşte bu sırada Halil, ağlamaya başladı. "Ama... Abla, ben burada yalnız mı kalacağım?' diyordu. Ferzan, teselli ediyordu: "Baksana iki yakana, ne kadar çok, arkadaşın var!' "Ama ben, hiçbirini tanımıyorum...' diye hep ağlıyordu. Ben de, "beş dakikaya kalmaz, biz gittikten sonra hepsiyle arkadaş olursun ...' diyordum. Ferzan, "Cumartesiye gelip seni alacağız... Göreceksin, buradan ayrılmak istemeyeceksin... Sakın deniz kıyısında koşayım deme, denize düşersin...' diyordu. Halil de hiç unutmam, "bende koşacak hal mi kaldı!' demez mi... Gülmeye başladık. O da güldü.
Yatılı okulda ilk günün, ilk gecenin nasıl geçtiğini çok iyi bilirdim. Yı1, 1942'ydi. Halil on iki yaşındaydı. Ben, fakülteyi bitirmiştim. Ferzan da bitirmek üzereydi.
Ben, fakülteyi bitirdikten sonra üç yıl gidip İsviçre'de kaldım... Döndüğümde Halil, Galatasaray Lisesi'nin Beyoğlu'ndaki binasında, lise sıralarındaydı. Bir ziyaret günü görmeye gittiğimde, kan ter içinde yanıma geldi: "Top oynuyorduk ağabey...' dedi; Halil büyümüş, delikanlı olmuştu. Bir koşu bir yerlere gitti geldi. Bana yazdığı şiirleri getirdi. Dersler mersler dediğimde, İyidir... Tamamdır...' diye geçiştirdi. İlle şiirlerini nasıl bulacağımı, beğenip beğenmeyeceğimi merak ediyordu. Lisede adı, şaire çıkmıştı. O yıllarda Abdi İpekçi, Turgay Şeren, Halil'le lise sıralarında birlikteydiler. Ama aynı sınıfta değildiler. Mümtaz Soysal, ortaokulun ilk sınıfından arkadaşıydı. Sonradan Halil, açık yüreklilikle söylerdi: "Mümtaz, hazırlık sınıfına biz derslere başladıktan on beş gün sonra geldi. Benim yanıma oturttular. Bana da "Bu arkadaşına on beş günden beri öğrendiklerinizi göster, öğret' dediler. Mümtaz'a yardım ettim…