Yazar | : | Nedim Gürsel |
İsbn | : | 9752930883 |
Yayın Tarihi | : | Nisan, 2003 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 123 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Doğan Kitap |
Beş nisandı, doğum günüm. Çok şükür yaşıyordum. O gün Malaga'da beş boğayı öldürdüler. Akşamüstü saat beşte. Her şey Lorca'nın şiirindeki gibi olmadı, hayır! Ölen matador değil, boğaydı. Aslında "torero" demeliyim, "matador" boğa öldüren anlamına geliyor çünkü İspanyolların gözünde boğa kasabı gibi bir şey; oysa torero boğayla savaşıyor, onu estetik bir biçimde ve belli kurallar çerçevesinde öldürmeden önce; o kasap değil boğa güreşçisi. Kısa yaşamı boyunca şiirlerinde hep Endülüs\in türküsünü söylemiş Federico Garcia Lorca; bir boğanın keskin boynuzlarının ucunda can veren İgnacio Sanchez Mejias için yaktığı ağıtta acısını şöyle dile getirir:
Akşamüstü saat beşte
Akşamüstü saat tam beşte
Bir çocuk beyaz çarşafı getirdi
Akşamüstü saat beşte
Kovada hazırdı kireç
Akşamüstü saat beşte
Ve ötesi ölümdü yalnızca ölüm
Akşamüstü saat beşte
Yakıcı Akdeniz güneşinde bir ölüm çığlığı gibi yankılanıyordu Lorca'nın dizeleri, ağıt İgııacio'nun yiğitliğini, cesaretini, trajik yaşamını anlatarak sürüp gidiyordu. Malaga'da ömrümün ilk boğa güreşini seyrederken Lorca'nın dizeleriyleydim.
Gözünü bile kırpmadı
Yanıbaşında görünce boynuzlan
………
Ah! beyaz duvarları İspanya'nın
Ah! acının siyah boğası