Yazar | : | Memduh Şevket Esendal |
İsbn | : | 9789754944020 |
Yayın Tarihi | : | Ağustos, 2005 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 236 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Bilgi Yayınevi |
Kızı Emine Sandal'a Kabil'den yazdığı 22 Nisan 1940 tarihli mektuptan:
"Yalnız şurasını bil ki, iyi bir iş yapmak, iyi bir şey yazmak çok güçtür. Öyle günler oluyor ki, yazdıklarımı yırtıp, artık yazmaktan vazgeçesim geliyor. Bazıları vardır ki, iyi yazamadığının farkında değildir. Ben, farkında olurum ve sıkılırım. İyinin nasıl olacağını bilip de yazamamak hepsinden kötüdür. Kolaylığı olduğu için ben, kısa kısa şeyler yazmak isterim. Ancak, hikâye kendiliğinden uzayacak olursa, ne yapacaksın!"
Kızına Ankara'dan yazdığı, 15 Mart 1948 tarihli mektuptan:
"Birtakımları gibi ben ruhi tahliller yazamıyorum. Hoşuma gitmiyor. Konuşturmalardan hoşlanıyorum. Bana, çokları, tiyatro yaz diyorlar. Sen ne diyorsun? Bakalım deneyeceğim. Yalnız tiyatro sadece konuşma değil, bir meseleyi birtakım sahnelere sığıştırmaktır. Bunu yapmak da kolay değildir. "
Gene kızına Ankara'dan yazdığı, 12 Şubat 1949 tarihli mektup:
"Gün oluyor ki, ben yazabildiğim hikâyeler için pek kötümser oluyorum. Hikâye yazmaktan vazgeçmek elimde değil. İyisini yazmak da çok güç. Genç adam kafası istiyor. Bu akşam gene üzgünlüğüm var. İyi hikâyelerim var ama biraz uzunca. Gazeteye gelmez. Bu akşam uyursam yarın daha iyi düşünürüm."
Ankara'dan 13 Şubat 1950 tarihinde kızına yazdığı mektuptan:
"Ama yalnız bizde değil, başka yerlerde de hikâye nedir, nuvel nedir, roman nedir, kavgası bitirilmiş değildir. Eğer yazdıkların hoşa gitmiş, okunmuş ise, hikâye olmasa da okurlar. Adını da onlar ister koysunlar, ister koymasınlar, bana vız gelir! İşin doğrusu, yazılacak yazının ya özlü ya da hoş olmasıdır. Adı ne olursa olsun.
Bizde hikâye vardır, fıkra vardır, kıssa vardır, nakil vardır, masal vardır, şimdi aklıma gelmeyen daha bir-iki şekil vardır. Bunların yeni adlan da yoktur. Eskileri de pek iyi hudutlandırılmış değildir. Biz, bunların hepsine birden hikâye diyoruz. Ama mutlaka hikâye yazmak gerekmez, iş yazmaktır…'