Yazar | : | Nedim Gürsel |
İsbn | : | 9755107908 |
Yayın Tarihi | : | 1998 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 207 |
Ölçü | : | 12,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Can Yayınları |
Stazione Santa Lucia' da trenden indiğimde yorgun değildim. Daha doğrusu bedenimin alabildiğine dinç, zihniminse bir hayli bulanık olduğunu anımsıyorum. Oysa gece boyunca üst ranzada gözümü kırpmamıştım. Venedik'in görüntüleri uçuşup duruyordu hayalimde, koridordan vuran ışıkta gölgeler bir gidip bir geliyordu. Eski Serenissima Cumhuriyetine doğru gece yarısı çıktığım bu ilk yolculukta yalnız değildim. Bir kez olsun görmediğim ama romanlardan, resim ve fotoğraflardan eski yapılarını, görkemli saraylarıyla kalabalık alanlarını, köprü ve kanallarını, evet, en dar kanallarına varıncaya dek tüm ayrıntılarını neredeyse ezbere bildiğim Venedik'in imgesi eşlik ediyordu bana. Bu imge gerçek değildi belki, ama tam olarak kurmaca da sayılmazdı. Farelerle denizin birlikte kemirdikleri eski saraylarda yaşayan züğürt soyluların kentini yıllarca düşlemiş, hayalimde besleyip büyütmüştüm. Onunla ilk karşılaşacağım sabahı beklerken uykumun kaçması doğaldı. Üstelik tek başınaydım kompartımanda. Turist mevsimi henüz tam olarak başlamadığından gece treninde rahatça yer bulabilmiş, bavulumla meşin ceketimi aşağıdaki koltuğa bırakıp üst ranzaya tırmanarak giysilerimle sırtüstü uzanıvermiştim.
Önce tekdüze tekerlek tıkırtılarının da etkisiyle hemen uykuya dalacağımı sandım. Ama öyle olmadı. Venedik yıllar sonra kavuşulan eski bir sevgili gibi sabaha dek direncimi sınadı, bir an olsun rahat bırakmadı beni. Perona ayak bastığımda zihnim öylesine karmaşıktı ki, önüme çıkan ilk kahvede çift espresso içmekten vazgeçip bir aylığına kiraladığım stüdyoda deliksiz bir uyku çekmeye karar verdim.
Garın basamaklarından inerken sis basmıştı her yanı. Solda, dört mavi yıldızın ışığında vişne çürüğü bir yapı dikkatimi çekti: Hotel Bellini. Yıldız biçimindeki neon ışıklar sisin içinde belli belirsizdiler. Bu kente geliş nedenimin karşıma çıkan ilk yapının alnına bir arma, kaderin kesin bir işareti gibi nakşedildiğini düşündüm. Gentile Bellini'nin Scuola di San Giovanni Evangelista'nın duvarlarını süslemek için yaptığı bir dizi tablonun en küçüğü, o dönemin deyimiyle 'telero'su tüm ayrıntılarıyla belleğimde canlandı birden.