Yazar | : | Hıfzı Topuz, Kerem Topuz |
İsbn | : | 9752892388 |
Yayın Tarihi | : | Temmuz, 2005 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 360 |
Ölçü | : | 21,5 x 27,5 cm |
Yayınevi | : | Everest yayınları |
Mualla'nın "guvaş"larını, ilk çocukluk yıllarımdan itibaren evin duvarlarında görmeye alışmıştım. Mualla'nın, havada asılı kalmış izlenimini uyandıran insan figürlerini Karagöz oyunlarındaki tiplere benzetiyordum. Mualla'nın, kâğıdın fonunda kullandığı renkler ansızın figürün rengi oluveriyor, resimlerindeki renk cümbüşü arasında sayısız iletişimler kuruluyor, guvaşları her seferinde değişik ve yeni bir biçimde görmek mümkün oluyordu.
Ne çocukken, ne de daha sonraki yıllarda, resim ve "para" arasında bir ilişki kurmam söz konusu değildi. Zaten Türkiye'de henüz bu alandaki "piyasa" hiç mi hiç oluşmamıştı, Paris veya İstanbul'da kendini sanata adayanlar açlık sınırlarıyla sık sık zorlanacakları bir serüvene girdiklerini biliyorlardı. Paris'te yaşayan Avni Arbaş, Abidin Dino, Selim Turan, Mübin Orhon gibi sanatçılarda, "köşeyi dönme" kavramının zerresini aramaya kalkışmak, herhalde abes ve yersiz bir garip yaklaşım olurdu. Sanırım tek amaçları, Paris gibi zorlu bir arenada, kendi sanatsal arayışlarındaki değişik renkleri ve rüzgârları Paris sınavından geçirebilmekti. Üstelik Paris'teki Türk sanatçıları, yaptıkları resmin dışında, Türkiye'nin bir nevi kültürel elçiliği görevini de üstleniyorlardı.
Mualla'nın yapmış olduğu guvaş veya yağlı boyaların fotoğraflarını, 70'li yılların sonuna doğru çekmeye başladım... Paris'te Seine sokağında galerisi olan bir tanıdığım, günün birinde bir tomar Mualla guvaşını bana göstererek, "bu adam Türk'müş, bunları bana satabilir misin?" diye soracak oldu. En büyüklerine beş bin frank (yedi yüz altmış iki euro), en küçüklerine ise beş yüz frank (yetmiş altı euro) istiyordu... İstediği fiyatları hayli pahalı bulmuş, ama belki bir şey olur düşüncesiyle ilk fotoğrafları çekmiştim. Ve böylelikle, zaman içerisinde Türkiye'de kısıtlı sayıda bazı koleksiyoncularla tanışmış oldum. Aynı anda, Paris'te bana Mualla teklif edenlerin sayısı de çoğalmıştı... En olmadık insanlardan Mualla çıkıyordu: Doksan yaşındaki dullardan, emekli sanayici veya eczacılardan, galericilerin kendi depolarında unuttukları dosyalardan ve tabii ki, özellikle, Paris'te günde ortalama en az sekiz-on değişik satışın düzenlendiği Drout müzayede salonundan... Kerem TOPUZ