Mühendis ve Mimar Odaları'nın seçkin temsilcileri, sayın konuklar, hepinizi saygılarla selamlıyor, sempozyumumuza hoş geldiniz diyorum. İstanbul'un en önemli simgelerinden biri olan Eski Galata Köprüsü ile ilgili sempozyumu açıyorum. Kültür değerlerimizi her geçen gün daha büyük bir titizlikle korumak, daha bilimsel yöntemler ile korumacılığa eğilmek, yönetimimizin temel görevi haline dönüşmüş ve bu görev politik hedeflerimizin de en önemli odak noktasını oluşturmuştur. Ayrıca, korumacılığı salt yönetimdeki sorumluların sorunu olarak görmediğimiz için, bu korumacılığa halkın bilinçlenerek sahip çıkması gereği inancından hareketle bu sempozyumu düzenledik. En azından Eski Galata Köprüsü'nün geleceği hakkındaki kişi ve kurumların, yönetimimize yardımcı olmak amacıyla görüşlerini almak, böylece katılım sağlamak, yine yönetimimizce gerekli ve yararlı görülmüştür. İster eski gravürleri inceleyelim, ister yakın zamandaki fotoğraf ve resimleri araştıralım, Haliç ve İstanbul yarımadası siluetini Galata Köprüsü olmadan düşünmek olanaksızdır. Haliç üzerinde köprü yapımı Osmanlı Dönemi ile başlamış (1481-1512); Osmanlı Sultanı II. Beyazıt devrinde, 1504-1506 yıllarında bu konuyla ilgili olarak Leonardo Da Vinci, Michelangelo ve Anorth Von Half İstanbul'a davet edilmiştir. Leonardo'nun Sultan'a yazdığı Galata'dan İstanbul'a bir köprü yapabileceğine dair mektubu, Osmanlı arşivlerinde, Ceneviz'den Leonardo adlı kâfirin gönderdiği mektup biçiminde mevcut bulunmaktadır. Hayratiye veya Cisri Atik denilen ilk köprü, Azapkapı ile Unkapanı arasında, II. Mahmut zamanında 1836 tarihinde tamamlanarak trafiğe açılmıştır. Ahşap kemer köprü olarak gerçekleştirilen bu köprüden sonra, gene aynı tipte, Eminönü-Karaköy arasında 1845 yılında Bezmi Alem Valide Sultan tarafından, Cisri Cedid köprüsü yaptırılmıştır. Zaman içinde, her iki köprü de ahşap olmaları nedeniyle defalarca onartılmıştır…

---