Medeniyetler meydana getirdiği şehirlerle, taşınır taşınmaz kültür varlıklarıyla anılırlar. İstanbul, taşıdığı maddi ve manevi varlıklarla dünden bugüne gelmiş medeniyetlere başkentlik yapmış büyüleyici bir şehirdir. İngiltere denince nasıl akla Londra gelirse, Fransa denince nasıl akla Paris gelirse, Türkiye denince de akla hemen İstanbul gelir.
İstanbul, zengin birikimini geleceğe taşıyan, dillerin, dinlerin, renklerin hoşgörüyle karıldığı kültür başkentidir. İstanbul, yazılı ve sözlü kültür öğelerinin, doğal ve tarihi değerlerin ahenkle bütünleştiği bir mekândır. Böyle bir mekânı anlamak ve anlatmak bir mirasa sahip çıkmakla eşdeğerdir.
İstanbul, aşkların karıldığı, sevgilerin evrensel boyutlara ulaştığı, gönüllerin doyumsuz zevklere kavuştuğu dünyanın manevi başkentidir. Yeryüzünün en değerli hâzinelerini içinde barındıran İstanbul, bizi ulusaldan evrensele taşıyan büyülü ve egzotik bir mekândır. Bu mekânı anlatmak, anlamaktan daha zor bir olgudur. Dünüyle bugünüyle İstanbul’u anlatmak, okyanusa dalmak demektir.
Bir çalışmayı tasarlamak güzel bir düşüncedir. Bir düşünceyi uygulamak soylu bir davranış, bir projeyi gerçekleştirmek insanlığa katkıdır. Okuyacağınız yazılar, bizi bize anlatan, bizi başkalarına tanıtan özgün İstanbul yazılarıdır. Okuyacağınız yazılarla oturduğunuz yerden güzel İstanbul’u hayal edecek, gezmediğiz, görmediğiniz yerlere bir an önce gitmek için sabırsızlanacaksınız.
İstanbul, binlerce kitaba sığmayacak kadar büyük bir şehir, bir medeniyete sığdırılamayacak kadar geniş insanlık mirası, sadece bir eserle anılamayacak kadar muhteşem evrensel bir kenttir...

---