Yazar | : | Selim İleri |
Yayın Tarihi | : | Ağustos, 1982 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 261 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Adam Yayıncılık |
Yıllarca bu duyguyla yaşadığım için Panco! İki nokta üst üste, bir kez daha Panco!
Sait Faik'in Panco'yu anlatan öyküleri kaç tanedir, şimdi çıkaramam ama, son öyküsünün karmaşasında, Panrco'nun yeri bambaşkadır. "Kalinikhta"da Panco birdenbire, hiç beklenilmedik anda belirir. O, şimdi Panco ve ünlem işaretidir. Panco!
"Yani! Omonya meydanında akşam oluyor. Gökyüzünden sandallarla şarkılar geçiyor. Arabalarda ışıklar kayıyor, bir at kişnemesi duydun mu? Bir fayton geçti mi delicesine aklıdan... ve Omonya kahvelerinin camından? Bil ki ben Taksim meydanında, abidenin önündeki çayırın kısa parmaklı demirlerine oturmuş seni düşünüyorum. Seni düşünüyorum.'
Sonunda anlar karışacak, zaman kaymaları Yani'yi Panco'ya dönüştürecektir. Özdeşlik değil, dönüşüm. Çünkü her şeyde Panco belirir, her şey de Panco'dur. "Benden de bir Kalinikhta sana. Panco!' Sonunda sayıklamadır her şey. Küskünlük, kırgınlık geride kalmıştır. İnsan, yalnızca kendi zaaflarıyla var olabildiği çizgiye gelmiştir; bundan sonrası enginliktir…