Yazar | : | Reşat Nuri Güntekin |
Yayın Tarihi | : | 1980 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 144 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | İnkılap ve Aka Kitabevleri |
Malmüdürü, saçkırandan başında ve yüzünde tek tüy kalmamış uzun ve kuru bir adamdı. İri camlı siyah gözlükleriyle çökük altlarının karanlığı arasında parlayan sarı elmacık kemikleri, renksiz bir çizgiden ibaret dudaklarına sığmayan dişleri ve hafifçe eğrilmiş omuzlu Malmüdürü Cevdet Efendi birdenbire ayağa kalkarak:
- Zelzele oluyor arkadaşlar, dedi.
Yeni bir çiftetelliye başlamış olan keman, ud darbuka durdu; yalnız, yerde, çalgıcıların ayakları dibinde iki büklüm oturan Arap Ziver hiç bir şeyin farkında olmadı, yanındakilerden biri kollarını tutuncaya kadar iki yana sallanarak zilli maşasını vurmaya devam etti.
Eğlentinin en kızıştığı zamandı. Sırmalı cepkeninden sonra bluzunu da çıkarmaya razı olan Bulgar kızı ayakta, çıplak omuzlarından biri ev sahibi Ömer Beyin göğsüne dayalı, dudaklarının kırmızısını bozmamak için onun elinden bir bağa hoşaf kaşığı ile konyak içiyor, parmaklarında düzelttiği zilleri hafif hafif titreterek tekrar oynamaya hazırlanıyordu.
Cemaatin bir kısmı isyan etti: Ne zelzelesi? Müdür Bey rüya mı görüyordu. Zelzeleyi yerin altındaki koca öküz değil; Arap Ziver'in zilli maşası yapıyordu.
Asıl fenası, panik, yandaki karanlık oda kapılarının budak deliklerinden sofayı seyreden kadınlara da sirayet etmişti. O zamana kadar Ömer Beyin korkusundan çıt çıkmadığı halde şimdi, orada da hafif çığlıklar, itişip kakışmalar oluyor, bir hiç yüzünden hakikaten bir zelzele gürültüsü, kopacağa benziyordu…