Yazar | : | Hatice Bilen Buğra |
İsbn | : | 9754373507 |
Yayın Tarihi | : | 2000 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 168 |
Ölçü | : | 12 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Ötüken Neşriyat |
Bu kitabın temelini İ.T.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü'ne bağlı olarak yaptığım "Cumhuriyet Döneminde Resim-Edebiyat İlişkisi" konulu yüksek lisans tezim oluşturmaktadır. Ama bu, Batıda görülen sanat akımlarının resmimiz ve edebiyatımızdaki yansımalarını, etkilerini ya da paralelliklerini aramak türünden bir çalışma değildir. Çünkü birbirlerini besleyen iki kaynak durumundaki resim ve edebiyat, ressamımız ve edebiyatçımız arasında Batıda örneklerine rastladığımız şekilde bir alış verişe yol açmamıştır. Birkaç ad dışında, kimsenin kimseyi okumadığı, izlemediği söylenebilir.
Resim sanatının edebiyatla ilişkisi, ressamlar ve edebiyatçılar arasındaki bağlara, karşılıklı etkilere ve ortak çalışmalara bağlıdır. Bu ilişkinin yoğunluğunu, ressam ve yazarların anlam ve içeriğe tanıdıkları önem ya da plastik değerlere ve biçime verdikleri ağırlık belirler.
Ressam, başkalarının duyduğu veya sezinlediği, ama göremediği şeyi gördüğü ve onu yetkin bir biçimde tuvaline aktardığı için ressam; edebiyatçı da, duygu ve düşüncelerimizi kelimelere dönüştürüp cisimleştirerek ifade ettiği için edebiyatçıdır.
Sözel bir ifade biçimi olan edebiyatla kendine çizgi, renk, tonlama vb. yoluyla bir başka ifade biçimi bulan resim sanatı arasında yazar ve ressamın izlenim ve duygularını dışlaştırması bakımından ortak bir payda vardır. İzlenim ve duygularını ister sözle isterse renkler ve çizgilerle dışlaştırsınlar, bunlar her iki sanatçının da ifade araçlarından başka bir şey değildirler. Çünkü kelime, ezgi, çizim, resim ya da mimarı olarak ifade edilmemiş bir imge var olmayan bir şeydir; onu var eden ifadedir.
Bu bağlamda, Türk resmi ile edebiyatı arasındaki ilişkiyi irdelerken edebi metinlerimizin -Dante'nin İlahi Komedya'sı, ya da Cervantes'in Donkişot'unun başta Salvador Dali ve Gustave Dore olmak üzere birçok Batılı ressamın tablolarına konu oluşu gibi- ressamımızın tuvaline yansıyıp yansımadığını aramak yerine, edebiyatçının eserinde, güzel sanatlara yaklaşımını, onu eserine nasıl ve ne derece koyduğunu göstermeye çalıştım.