Yazar | : | Nazım Hikmet |
Yayın Tarihi | : | Kasım, 1988 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 135 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Adam Yayınları |
Bu mektuplar 1943-1950 yılları arasında Bursa Cezaevi'nden yazılmıştır. Kırıcı olmasın diye çıkarılan bir iki cümlenin, bir iki adın ötesinde herhangi bir değişiklik yapılmış değildir. Yayımlanmalarında özel bir amaç da güdülmüyor. Nazım Hikmet'in yazdığı hiçbir şey kaybolmamalıdır, bu arada, bütün mektuplarının da yayımlanması gerekir diyenlerin isteğine uydum, o kadar. Kemal Tahir'e yazılan mektuplardan sonra, bunların da bütünüyle ortaya çıkması, belki Piraye'ye yazılan mektupların da yayımlanmasına yol açar diye düşünüyorum.
Okurların iki durumu gözden kaçırmamaları gerekiyor: Biri, bu mektuplar daha işin başında olan (on iki yaşından on yedi yaşına kadar, emekli general bir büyükbabanın yanında yaşamış, beş yıl kendini her şeyden çok spora vermiş, sonra birdenbire - ama gene o ortamda - beş yıl öncesinden gelen bir itişle yazı yazmaya heves etmiş, daha doğrusu, annesinin ardı kesilmez isteklendirmeleriyle yazı yazmaya itilmiş olan), sanat konularında hayli bilgisiz bir gen ce yazılmaktadır. Birçok sorunun çok basitleştirilerek, çok açık anlatılması bu yüzden. Ayrıca, yüreklendirme kaygısının aşırı yüksekliği de bu yüzden. İkincisi, Nazım Hikmet bu mektupların bazılarını salt kendisine yöneltilen soruları cevapsız bırakmamak için, zaman zaman isteksizleşerek, ama direnircesine tekrarlanan sorular karşısında çaresizlikle yazmıştır. Örnekse, kendisinden söz etmekten hoşlanmadığını belirterek başladığı bölümün yazdırılması, birkaç mektupluk bir çaba, hatta bir küskünlük belirtilişi sonunda sağlanmıştı.
Okurlardan bir dileğim de bu mektupların yayımlanmak üzere yazılmadıklarını unutmamalarıdır.