| Yazar | : | Yılmaz Öztuna |
| Yayın Tarihi | : | 1977 |
| Dil | : | Türkçe |
| Sayfa Sayısı | : | 508 |
| Ölçü | : | 18 x 25 cm |
| Yayınevi | : | Ötüken Yayınevi |
(3. Ciltten Devam) ................................ Türk tarihinin bu umumi akışının dışında kalan bir Türk tarihi de vardır ve son derece haşmetlidir. Çin'de saltanat sürmüş Türk hanedanlarını saymasak bile, başlı başına, yüzyıllar süren bir Hindistan, bir Mısır, bir Doğu Avrupa Türk tarihi vardır. Selçukluların bıraktığı yerden Türk tarihinin tabii yolunu devam ettiren hanedan ise, Osmanoğulları'dır. Tarihi ehemmiyet bakımından Osmanlı tarihi, bütün Türk tarihinin yüzde ellisinden fazlasını toplar. Osmanlı tarihi, Selçuklu, Beylikler ve Cumhuriyet devirleri dışındaki Türkiye tarihini teşkil eder ve Türkiye tarihinin münakaşasız şekilde en büyük bahsidir. Türk Osmanlı Cihan İmparatorluğu, tarihin 6.000 yıldan peri gördüğü en azametli devletlerden biri, belki birincisidir. TARİH NASIL BİR İLİMDİR? Hiçbir hâkim, tarihçi kadar uçsuz bucaksız alanlarda hükmetmemiş, karar vermemiştir. Tarihçi, geçmişin muhasebe ve muhakemesini yapmakta, hadiseler, şahıslar ve milletler hakkında hükümler vermektedir. Hükümleriyle bazan topyekûn bir toplumu mahkûm etmekte, bir diğer cemiyeti şan ve şerefe boğmaktadır. Hadiseler değişmez. Şüphesiz tarihi yapan şahıslar ve topluluklar da aynı şahıs ve topluluklar olarak kalır. Fakat değer hükümleri, tarihçiden tarihçiye, bazan hayret uyandıracak derecede değişir. Onun içindir ki Atatürk "tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir; yazan, yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır" demiştir. Bilgisinin yanında vicdanı ile de baş başa olmayan bir tarihçi, milletine olduğu kadar insanlığa da ihanet etmiştir… (Devamı 5. Ciltte)