Yazar | : | Kemal Tahir |
İsbn | : | 9754780978 |
Yayın Tarihi | : | 2004 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 424 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Tekin Yayınevi |
"- De bakalım, 215 Malak İlyas, bura nere?
"- Kutsal Başkentimiz Ankara'dır öğretmenim!
"- Ya siyim siyim yağan?
"- Ahmak ıslatandır öğretmenim!
"- Güçlü bir esinti bu pisliği sürüp götürmezse n'olur?
"- Çoğa varmaz bütün ateşler söner, taş toprak, mal, davar adam odun birbirine karışır.
"- Ulan aferin Malak İlyas! Şimdi beri baksın da, 319 Namık Atmaca, bunun ne demeğe geldiğini bize açıklasın! Beklemekteyiz! Bekledik! Bilemedi, çünkü dinlemedi. Çabalamakta ki, 404 Selim Aktay'ın kuyruğuna kâğıt iğneleye! Kıyametin cıvığı demektir akılsız Atmaca! Sırıtmayalım, sınıftayızdır, kişnemeyelim, toplumbilim dersidir bu!"
Somurtkan herif aklından geçirdiklerine gülecek yerde, suratını büsbütün astı. Çok uzun boylu, kamburca, kara kuruydu. Kılıksızdı. Ulus meydanının Zafer Anıtı karşısında, ahmak ıslatanın altında, kafası dik duruyor, bir çalım, Donkişot'a benziyordu.
Lise kasketli bir kız herifin bileklerindeki kelepçeyi, yanındaki silahlı candarmayı görünce ürktü, bunu güzelliğine yaraştıramamış olmalı ki göğüslerini hışımla gerdi. Her adımda topuklarını yarı çevirerek ak yağmurluğuna sıkıca sardığı kalçalarını anaç' bir ustalıkla çalkalaya çalkalaya uzaklaştı.
Kelepçeli herif okula gitme saatinin çoktan geçtiğini düşünmüş. "Lahavle" anlamına başını sallayarak Anıta dönmüştü.
Anıtın gülle taşıyan köylü karısı da ahmak ıslatana metelik vermiyordu. Suratının çatkınlığı sırtındaki obelisk merminin ağırlığından değil, angaryanın yüz yıllardır bitmek bilmemesindendi. "Bu nasıl Batı uygarlığı, efendim Atatürk'üm! Sen atlısın, avrat yaya! Beygirin taşıyacağı yükü de ona vurmuşuz!"
Bir gün öğretmenler odasında yaptığı bu şakayı, yargıda fizikçi bayan Karakoyun suça delil göstermişti. "Sayın başkanım! Kutsal varlıklarımızla yerli yersiz eğlenirdi felsefeci...