Son zamanlarda İstanbul Karailerinin tarihi ve yaşamı hakkında duyulan değişik yorum ve söylentileri, İstanbul’da yaşadığım doksan yılda edindiğim tarihi bilgilerle, yaşadıklarımla, gördüklerimle, büyüklerimden duyduklarım ve öğrendiklerimle karşılaştırarak, katkıda bulunma zorunluluğu duydum.
Karaizmin İstanbul’da 1500 yılık tarihi akışında nereden nereye geldiğini mümkün olduğu kadar açığa çıkarmaya çalıştım. İsrailoğulları’nın tarihinde değişik dönemlerde uğradıkları esaretler sonucu sürüldükleri bölgeleri belirttiğim bölümün fazla ayrıntılı olduğu düşünülebilir. Bu bölümde amacım, o tarihlerde Rabanit ve Antirabanit olarak adlandırılan Musevilerin yaşadığı bu coğrafi yerleşim bölgelerinin, sonradan Talmudist ve Antitalmudist misyonerler tarafından, prensiplerini içeren propagandalarını yaymak için en müsait alanlar olarak kullanıldığını belirtmektir.
Kitapta adı geçen bireyler şahsım tarafından öne çıkarılan ayrıcalıklı kişiler olarak algılanmamalıdır. İstanbul’da yaşayan Karailer hakkında kapsamlı bilgilere yer vermek istediğimden, cemaatimizde, yüksek tahsilli bireyler, kamu kurum ve kuruluşlarında görev alanlar, uluslararası camiada tanınanlar ve eğitmenler bulunduğuna işaret etmek amacı ile bu bireyleri anlattığıma özellikle işaret etmek isterim.
İstanbul Karailerinin kökenleri ile ilgili son 30-40 yılda ileri sürülen varsayımlara da önem vererek görüşlerimi açıklamaya çalıştım.
İstanbul’un bünyesinde barındırdığı kültürel zenginliklere gönül veren okuyucular için kitabın ikinci bölümünde eşim Dr. Margarit Levi ile beraber İstanbul Karailerine ait anılara, Bizans lehçesinde kullanılan ve günümüze kadar gelen bazı Rumca kelimelere, İstanbul Karailerinin yemek adetlerine ve fotoğraflara yer vererek gelecek nesillere bir armağan bırakmak istedik.

---