Yazar | : | Vedat Ürfi Bengü |
Yayın Tarihi | : | 1943 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 102 |
Ölçü | : | 14 x 20,5 cm |
Yayınevi | : | Muallim Fuat Gücüyener |
Bahsi Geçen | : | Vedat Örfi Bengü |
Gece coşkun. Rüzgâr kudurmuş.
Köhne evin kapısı ansızın açılıyor. Bir kadın gölgesi dışarı fırlıyor ve deniz kıyısına doğru koşmaya başlıyor.
Geride ikinci bir gölge.
Boğuk bir feryat, bir tabanca sesi.
Kadın acı bir çığlık koparıyor ve yere yuvarlanıyor. Yaklaşan bir gölge. Homurdanan dudaklar. Yağmurun ıslaklarına yeni izler katan kan damlaları.
Bir göğüs hırlıyor. Bir vücut, son nefesini veriyor. Düdük sesi. Ayak sesleri.
Demin yaklaşan gölge, elinde tuttuğu tabancayı, can veren kadına doğru fırlatıyor.
Yetişen gölgeler, silahı fırlatan elleri yakalıyorlar: - Ne oluyor?. Neden öldürdün?
Rüzgârın acı çığlıkları, elektrik fenerlerinin ışıklarıyla çarpışıyor.
Heyecandan titreyen dudaklı, teessürden bitkin halli bir erkek bu ışıklara doğru bakıyor. Gözlerinde saklanamayan damlalar var.
Teninde renk namına bir şeycik kalmamış. Gelenler daha şiddetle haykırıyorlar:
- Neden öldürdün?.
Vuran, hemen cevap veremiyor. Vuran, vurulana bakıyor.
İşte o zaman, onun içinde, gecenin çılgın rüzgârından, daha korkunç bir kasırga kopar gibi oluyor.
Vuran, vurduğunun yanına yıkılıyor.