| Yazar | : | Atilla Dorsay |
| İsbn | : | 9751408857 |
| Yayın Tarihi | : | Ağustos, 2002 |
| Dil | : | Türkçe |
| Sayfa Sayısı | : | 255 |
| Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
| Yayınevi | : | Remzi Kitabevi |
Ne kadar çok sevdim seyahat etmeyi... Aslında benim gibi 'ev çocuğu' ve tam bir büyük kent yaratığı olan, alıştığı şeyleri hep elinin altında isteyen, çoğu zaman kendisini bir 'sultani tembel' sayan birine pek yakıştırılmayacak biçimde sevdim. Ve hemen her gördüğüm kente ve ülkeye âşık oldum. İstisnaları pek azdır…
Bir memur çocuğu olarak, çocukluk yıllarında yolculuk etmeye başlayanlardan değilim. O tarihte Anadolu'yu bile pek tanımıyordum. Doğum yerim İzmir, sonradan gelip yerleştiğim Bursa gibi yerlerin dışında, ülkemi de biliyor değildim.18 yaşında Galatasaray Lisesi'ni bitirdiğim yıl, bir çifte birincilik kazandım ve okul tarafından 10 günlük bir Paris yolculuğuna yollandım. Vapurla gitmiştik. Pire, Cenova gibi limanları gördük, sonra Marsilya'ya otobüslerle Paris'e gittik. Oradan da yanlış hatırlamıyorsam, uçakla ülkeye döndük. Tüm masrafları okul idaresi karşılamıştı.
O ilk Paris ziyaretimi dün gibi hatırlıyorum. Işık-Şehir'den nasıl etkilenmiştim!.. Avenue de Foch üzerindeki 14. Louis Lisesi'nde dünyanın her yanından gelen gençlerle birlikte kalıp kentin en ünlü yerlerini gezmiştik. Paris benim ilk ve sonradan değişmez büyük aşkım olarak kaldı: dünyanın tüm büyük kentleri içinde...
