Yazar | : | Murathan Mungan |
İsbn | : | 975342020x |
Yayın Tarihi | : | Mart, 1999 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 68 |
Ölçü | : | 12,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Metis Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Orhan Veli Kanık |
Salon karanlıktır.
Sahnenin gerisindeki perdeye sessizlik içerisinde slaytlar düşmeye başlar. Böylelikle bir sinema izlenimi uyandırılır. Her şey kesin bir sessizlik içerisinde, en azından seyirciye bir sinema duygusu taşıyarak gerçekleşmelidir.
Perdede Orhan Veli'nin vesikalık bir resmini görürüz. Resmin kenarındaki tırtıllar görünecek kadar genelden alınmış bir fotoğrafın slaytıdır bu. İkinci slaytta aynı resmi daha yakından, üçüncü slaytta ise en yakından görürüz. Böylelikle seyirci gittikçe daha çok yaklaşmaktadır resme. En son slayt oldukça yakın bir biçimde yüzünün bir yanına dek inmiş, bu anlamda resmin tanınabilirliğini olanaksız kılmış bir ayrıntı resmidir. Ve resimler gittikçe grenli bir hal almış, netliğini yitirmiştir. Sözünü ettiğimiz bu son slayt, bundan sonraki tüm slaytlar için çoğaltılmış olup, bir jenerik görevini yerine getirir. Tüm yazılar, bu son görüntü üzerine düşmeye başlar. Yazılarda oyuna emeği geçenlerin adı anılır. Bu bölümde de müzik özellikle hiç kullanılmaz. Slaytlar kesin bir sessizlik içerisinde birer birer düşmelidir perdeye. Yazılar bittiğinde gene ilk vesikalık resme döneriz yeniden.
Sonunda, yazılar bitip de, en başta gördüğümüz vesikalık resme yeniden döndüğümüzde, çok küçük, dar bir ışık düşer resmin üzerine. Işık genişleyip, yayılırken, arkada usulca müzik başlar. Müzik, Orhan Veli'nin, "İstanbul Türküsü" şiirinin bestesidir. Müzik giderek yükselirken, ışık resmin üstünden kalkar, yavaş yavaş sahnenin ortasına doğru gelmeye başlar. Ve sonunda sahnenin ortasında oturan Orhan Veli'yi aydınlatır; onu bir ışık dairesi içerisine alır. Işık sahnenin ortasına doğru gelirken, arka perdedeki resim önce karanlıkta kalır, sonra büsbütün gözden yiter. Müzik sürerken ışık giderek büyür, açılır, sahnenin öteki alanlarını aydınlatır. Müzik bir süre devam eder. Orhan Veli ışıl ışıl gözleriyle ortada öylece oturmaktadır. Sırtında buruşuk bir pardösü, başında ezilmiş, eski bir fötr şapka, elinde kenarları demir zımbalı tahta bir bavul vardır. Orhan Veli sürekli gurbette yaşayan bir yolcu görünümündedir. Müzik bittiğinde, Orhan Veli yerinden kalkar, şapkasını eline alır...