Bu kitapta anlatılan olaylar ve kişiler aslında hiç var olmadılar... Bir diğer yandansa, onlar hep vardılar, hep var olacaklar... İsimler değişecek, olayların akış sıralamaları, zamanları değişecek ama onlar baktığımız her yerde, hatta bazen aynalarda olacaklar. Onların her biri aslında bizim farklı bedenlerdeki yansımalarımız... İçimizde zaman zaman bir Veysi, bir Leyla kıpırdanır. Duygu çelişkilerimize ayak uyduramayız. Issız bir akşamüstü içimizdeki Nadya kimsesizliğinden, vatan hasretinden dem vurur. Safiye'sini yitirmiş Erol'un yakıcı duygularına Dikran Amcanın dingin bilgeliği yetişir. Bazen içimizdeki Sude seçilen zor, sıra dışı yolda acı çekerken, Handan'ın başkaldırısı ile köprüler yıkılır. Eğer yüreğimizi içtenlikle araştırabilirsek, her bir kıvrımında onlardan birileri ile karşılaşırız. Her bir yürek atışımızda bir yerlerde bir Leyla ölür, başka bir yerlerde yenisi ışıldar. Leyla'sını yitiren büyülü bir mekân sönerken, bir başkası o ışıltıyla büyülenir. Kalıcı olan yalnızca sevgidir. Onun ne zaman, nerede ortaya çıkacağı hiç bilinmez, davet beklemez, bir bakış, bir gülüş olup yürekten yüreğe, mekândan mekâna dolaşır.

---