| Yazar | : | Oğuz Makal |
| İsbn | : | 9757012556 |
| Yayın Tarihi | : | Ağustos, 2003 |
| Dil | : | Türkçe |
| Sayfa Sayısı | : | 231 |
| Ölçü | : | 16,5 x 23,5 cm |
| Yayınevi | : | YGS Yayınları |
| Bahsi Geçen | : | Nazım Hikmet Ran |
Nazım Hikmet'in 100. Doğum Yılı Kutlamaları onun yaşamı üzerine kapsamlı bir öğrenme, sanatını daha yakın plandan inceleme sürecini başlattı. Bu süreçte şiir ya da oyunlarına göre daha az bilinen, tanınan sinema ile ilişkileri de yer aldı.
Nazım Hikmet'in çoğu kez zorunlu geçen sinema serüveninden geride kalanlara oyunları kadar kolayca erişmek olanaklı değil... Ayrıca geride kalanlar, onun sinema ile ilişkilerini tanımak, adlandırmak için de yeterli örnek sayılamaz. Bugün üzerine yapılan belgeseller dışında, ne Ejder İbrahimof'un uyarladığı Bir Aşk Masalı gibi eserlerine dayanan ne de senaryosundan yararlanılan filmler yaygın olarak gösterilmektedir.
Nazım'ın sinema dünyasına girmemizi sağlayacak olan Türkiye'den gitmeden önce yazdığı senaryoları bir yana bırakırsak, üzerinde durabileceğimiz tek film olan yazdığı, yönettiği "Güneşe Doğru" için de sadece sinema yazarı Nijat Özön'den aldığımız bilgiler var. Ondan ve Memet Fuat'tan öğrendiklerimize göre bu filmin senaryosu/hikâyesi kadar önemli olan bir başka noktası, döneme damgasını vurmuş Muhsin Ertuğrul'un tiyatromsu sinemasına alternatif film olması ve belki ilk politik sinema örneğimizin ipuçlarını taşıması. Bu film, belki de Nazım'ın "Benden ciddi, realist, ağırbaşlı filmler istenmedi ki," eleştirisini yaptığı filmlerin dışında tutulacak ve altına imzasını koyabileceği tek filmdi... Bugün "Güneşe Doğru"nun elimizde olmaması, sinema tarihimiz ve kültürümüz için de büyük kayıptır.
1920-30'lu yıllarda sinemanın tek adamı olan Muhsin Ertuğrul'un tiyatro kadar önemsemediği ve o nedenle Darülbedayi oyuncuları yardımıyla en kolayından yapabildiği filmlerin senaryolarını sipariş ettiği Nazım'dan başka o evrede operet filmi senaryoları yazabilecek, şarkılarının sözlerini kaleme alacak, uyarlama yeteneği olan bir sanatçıyı bulmak mümkün müdür? Bir anlamda Muhsin Ertuğrul ya da İpek Filmciler için Nazım bir şanstır. Kaldı ki, bu filmler hoş-eğlenceli, siparişe uygun yapıtlardır: Karım Beni Aldatırsa, Söz Bir Allah Bir, Cici Berber... Bu operet filmlerinin ilgi gördüğünü, şarkılarının sözleriyle yıllarca dillerde kaldığını da anımsatalım...
