Yazar | : | Orhan Koloğlu |
İsbn | : | 9755213902 |
Yayın Tarihi | : | Ağustos, 2000 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 328 |
Ölçü | : | 14 x 21 cm |
Yayınevi | : | Boyut Kitapları |
Bu araştırma, Türk toplumunda kamuoyunun nasıl işlediği konusunda İslam öncesinden başlayıp günümüze kadar uzanan kapsamlı bir çalışmanın bir bölümüdür.
Kamuoyunun oluşumu, toplumun tavanındakilerle tabanı yani halk kitleleri arasındaki etkileşimin niteliğine bağlıdır. Tavandakiler mesajlarıyla kitlelerin katılımını sağlayabilirlerse arzulanan sonuçlara varmak kolaylaşır. Doğal olarak bu bütünleşmenin yönü ayrı bir önem taşıyor. Dolayısıyla yönlendiricilik işlevini üstlenen kadrolara verilecek isim üzerindeki tartışmalar hiç bitmiyor. Özellikle bizim toplumumuzda. Aydın, entelektüel, seçkinci, seçilmiş diyenler olduğu gibi bunların her birini içeriğinden farklı şekilde kullananlar da eksik değil. Kitabın başlığında 'aydın' sözcüğünü kullanmam sadece bir kısaltma zorunluluğunun sonucudur. Bütün bahsi geçenleri aydın saydığım anlamını taşımıyor.
1918'i seçmenin sebebi ise tarihimizdeki özel yeri dolayısıyladır. "Mütareke' döneminin başladığı yıl. Toplumların belleğini damgalayan, izleri uzun süre silinemeyen olaylar ve bunları simgeleyen yıllar vardır. Aradan uzun zaman geçse de bir dönüm noktası olarak daima anılırlar. Fransızlar için devrim yılı i 789, Almanlar için 'Bin yıllık dünya egemenliği' hayalinin sona erdiği 1945 böyle dönüm noktalarıdır. Yunanlılar da 'Katastrof=Felaket' deyince Bizans'ı yeniden canlandırma rüyalarının sona erdiği 1922'yi anımsarlar. Oysa aynı yıl Türkler için tekrar doğuş ve zafer yılıdır. Hâlbuki ondan beş yıl önce Türk toplumu Yunanlılarınkine benzer bir felaket psikozu içindeydi. 1918'in ilk dokuz ayında 'Nihai zafer - Şerefli Sulh' ninnisiyle umutlandırılmış toplum, Mondros Mütarekesi (Ateşkesi) ile birdenbire ebediyen yok olma korkusuna kapılmıştı... Ve uzun zamandır susturulmuş düşünürlerimiz birdenbire önerilerle ortaya dökülürler…