Yazar | : | Ruşen Eşref Ünaydın |
Yayın Tarihi | : | 1959 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 51 |
Ölçü | : | 16,5 x 24 cm |
Yayınevi | : | Türk Tarih Kurumu |
TABİAT kanunu gereğince 10 Kasım, yer yıldızının güneş etrafındaki durmasız dinlenmesiz dönüşlerinden her birini tekrarlarken uğrayıp geçtiği 365 günden birinin adıdır... Öteki benzerlerinden ayırtsız olarak her dönüşte o da bir daha gelecektir, bir daha gidecektir.
Fakat kaderin hükmü gereğince, bir büyük matemin adı olalı beri, 10 Kasım, Türk milleti için takvimin öteki yapraklarından ayrı bir tarih manası aldı... Bu seferki gibi yirminci defa değil; iki yüzüncü, iki bininci defa da gelse geçse milletimiz var oldukça 10 Kasım hep bu manada kalacaktır. Bu da, ruhlarımızın kanunu gereğincedir... Her 10 Kasım, her Türk, O'nu karşılar gibi ayağa kalkacak; O'nu selamlamaya hazırlanır gibi saygı duruşunda bulunacak; ufka dalan gözleri O'nu arayacak; bükük boyunla O'nu bekleyecek... Fakat O, yüzü özlenen; O, yolu gözlenen...
Onun için, her 10 Kasım acı geçecektir.
Her yıl, bu dönüm yaklaştıkça her Türk, o bir daha görünmeyenin hayatının her deminden bilgi edinmek isteyecektir... O'nu anmayı, kendi tarihinin şanını, gururunu duymak sayacaktır... O'nu kendi gözleri ile görememiş gençler, O'nun yanında yaşamış, O'nun hizmetinde bulunmuş yaşlılardan bir şey soracaktır... O'ndan bilgi sunar kaynak diye bellediği her yazardan O'nun bir hatırasını bekleyecektir. Zira milletinin varlığını kurtaran, devletini yeniden kuran Büyük Adamının hayatından her anı, millete yarar bir önem taşımaktadır. Onun için, her ne ki o varlığı, "gelecek"e gereğince bildirmeye çalışacaktır, göz doyurucu bir bütün eser olamasa bile hiç değilse ileride gerçekleştirilecek yapının tümü içinde malzeme olmak değerini taşıyacaktır.
Bunu gözönünde tutarak bu yıl ben, Atatürk'ün son hastalığı zamanında en yakınında bulunmuş bir tanığın kendi ağzından işitip derlemiş olduğum bir belgeyi ortaya koymayı düşündüm…