Yazar | : | Fırat Yücel |
İsbn | : | 9789944424677 |
Yayın Tarihi | : | 2009 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 191 |
Ölçü | : | 14 x 21 cm |
Yayınevi | : | Çitlembik Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Reha Erdem |
Reha Erdem filmleri üzerine düşünmek, Türkiye' deki kültür hayatı ve eleştiri geleneği üzerine düşünmeyi de beraberinde getirir. Bu filmler üzerine yazı yazmaya başladığınız an, hiç alışkın olmadığınız bir dilin içine çekildiğinizi, kaleminizi bu dilin alfabesine, sözcük dağarcığına göre tekrardan ayarlamanız gerektiğini hissedersiniz. Başka bir sinema vardır orada ve kaleminiz de onun peşine takılır. Sinemayı "gerçek yaşam" denen muğlak kabulle kıyaslayan film eleştirisi anlayışını bir kenara bırakmak durumunda kalırsınız. Belki de bu yüzden Reha Er-dem sineması, ilgi uyandırsa bile, üzerine çok da fazla yazı üretilmiş, hakkıyla irdelenmiş bir sinema değildir.
Türkiye' de egemen olan eleştiri anlayışında, yazar, kendi baktığı yerden gördüğü "gerçek"le filmi kıyaslar, aradaki benzerlikler / farklılıklar üzerinden yorum üretir. Kendi durduğumuz yeri sarsılmaz bir dayanak noktası olarak görüp filmi onunla karşılaştırırız. Sanki filmin kendi "gerçekliğimize" dokunmasından, ona müdahale etmesinden, ona bir şeyler eklemesinden, bizi henüz hayat çerçevemize girmemiş bir yerlere sürüklemesinden korkarız. Filmler gelir filmler geçer, biz o sarsılmaz noktadan onları değerlendirmeye devam ederiz. Belki hayata baktığımız yer de, yani kendi gerçekliğimiz de, filmlerin anlam dünyamıza nüfuz etmesine izin vermediğimiz için değişmez. Reha Erdem filmleri üzerine düşünmeye başlamak, işte bu dili terk etmek zorunda bırakır sizi. Onun filmlerinin, "yaşamın doğal hali"ni yansıttığı varsayılan filmlere hiç benzememesi, üzerinde durduğunuz zeminin ayaklarınızın altından kaymasına neden olur. "Gerçek" denilen şeyle kıyaslama yapılmak içi~ üretilmemiş, tersine böyle bir bakışın önünü tıkayan bir sinema vardır karşınızda. Tümüyle bambaşka bir yer de değildir. Biraz bildiğimiz dünyadır, biraz bilmediğimiz. Kendi sınırları içinde inandırıcı ve tutarlı bir hikâye anlatan, kendi iç kuralları olan fantastik bir âlem de değildir burası. Seyircinin birkaç saatliğine mevcut dünyadan kaçmasını sağlayacak, bir yerçekimini başka bir yerçekimiyle değiştiren bir tür sanal sığınak olmayı da reddeder. Sizi yönelttiği yer, yine kendi hayatlarınızdır, içinde yaşadığınız dünyadır, toplumdur.