Yazar | : | Aşçı İbrahim Dede |
İsbn | : | 9756403993 |
Yayın Tarihi | : | Haziran, 2006 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 589 |
Ölçü | : | 16,5 x 23,5 cm |
Yayınevi | : | Kitabevi |
Hatıratlar, yazıldığı ve ele aldığı dönemi tanımak ve anlamak yolunda göz ardı edilemeyecek kaynaklar durumundadır. Her ne kadar sosyal bilimlerde "hakikat''i tek başlarına temsil etme hüviyetine sahip olmasalar da hakikat binasını ortaya çıkaracak önemli cüzlerden, parçalardan birisidir hatıratlar. Tek bir mekâna bağlı kalmayan; bir ülkenin, bir imparatorluğun bütün coğrafyasını içine alan; bu özelliğiyle seyahatname özelliğini de bünyesinde barındıranlar ise yazıldığı ve ele aldığı dönemin toplum hayatını bütün ayrıntılarıyla bize vermesi bakımından, ayrıca dikkate değer niteliktedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nin tek başına XVII. yüzyıl Osmanlı hayatına ışık tutması bu tarz eserlerin yukarıda çerçevesini çizdiğimiz toplumsal yönü ile ilgilidir.
Özellikle zaman tasavvurundan ve estetik çerçeveden hareketle klasik kültürümüzde gelenek oluşturacak şekilde kendisine yer bulamayan hatırat türüne ait eserlerimiz yok denecek kadar azdır. Eski kültürümüzde bu türe en yakın tür olarak gözüken tarihlerde, resmi hüviyetin ağır basması ve kayıt noktasında önceliklerin farklı olması gibi nedenler hatırat türünün gelişmesi açısından başlı başına bir engel teşkil etmiştir. Bu durum Türk aydınını ve okuyucusunu Osmanlı hayatını, kültürünü tanıma ve anlama noktasında, vaktiyle ülkemizi ziyaret etmiş ve "müşahedelerini" kaydetmiş olan batılı seyyahların eserlerine müracaat etme paradoksuyla karşı karşıya bırakmıştır. İnsanın kendisini başkalarının çizdiği çerçeve ışığında tanımlamasının ise arzu ve kabul edilebilecek bir durum olmadığı açıktır.
Tasavvuf cephesi ağırlıklı olmak üzere son dönem Osmanlı hayatına ışık tutacak bilgileri içeren Aşçı Dede'nin Hatıraları ise kendimizi tanıma ve anlama hususunda kaygılarımızı giderebilecek nitelikte bir eserdir. Yazarının İstanbul'dan başlayarak Edirne'den Hicaz'a; Erzincan'dan Şam'a uzanan memuriyetleri sebebiyle geniş bir coğrafyada bulunmuş olması, esere seyahatname hüviyetini de ilave etmektedir. Bu anlamda Aşçı İbrahim Dede'yi devrinin Evliya Çelebi'si, eserini de Seyahatname'nin -ebat itibariyle daha küçük olmakla beraber- ikinci versiyonu saymak yerinde olacaktır... (Devamı 2. Ciltte)