Yazar | : | Selim İleri |
İsbn | : | 9752930441 |
Yayın Tarihi | : | Ekim, 2002 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 345 |
Ölçü | : | 14 x 23 cm |
Yayınevi | : | Doğan Kitap |
Handan Şenköken:
Senin yazdıklarını okurken, Edip Cansever'in bir dizesini, "Gökyüzü gibi çocukluk hiçbir yere gitmiyor"u anımsıyorum. İçinde hiç dinmeyen bir çocukluk var sanki. Ada, Her Yalnızlık Gibi'de sen de bunu yazdın.
Çocukluğundan, Bahariye'deki apartman katında doğumundan sonra ilk neler anımsıyorsun? Kaç yaşında? Neler iz bırakıyor sende?
Selim İleri:
Hatırlayabildiğim en eski anı... Öyle sanıyorum ki, iki üç yaşlarımda olmalıyım. Üç değilim herhalde, çünkü hala çocuk arabasındayım. Ama hayal meyal hatırlıyorum: bir sonbahar veya ilkbahar günü. Annemin sırtında siyah manto var. Annem olduğunu sonradan düşüneceğim bir kadın, genç bir kadın. Ama daha çok o mantoyu hatırlıyorum. Siyah, astragan yakalı.
Yağmur başlıyor. Bir el, çocuk arabasının üstünü örtüyor.
Bulunduğumuz yer, her nedense, Altıyol gibi geliyor bana. Altıyol'dan Bahariye'ye doğru, yukarı çıkıyormuşuz gibi. Yağmur yağıyor, yüzüm ıslanıyor...
Beni doğrulayan tek şey annemin o mantosu. Çünkü o zamanlar yeniymiş. Uzun yıllar giydi onu. Sekizli, onlu yaşlarıma kadar giydi. "Nasıl hatırlarsın?" dediler bana, "o zaman yeniydi, evet, vardı... " O dönem, tabii, durmadan manto değiştirilen bir dönem değildi. Tasarruf düşüncesinin baskın çıktığı bir dönemdi. Annem yıllarca aynı mantoyla yaşadı.
Sonraki anım yine Kadıköyü'nde ve yine sokakta. Artık çocuk arabasız. Annemle bir yere gidiyoruz, galiba bir iş yeri, dükkân gibi. Anneme bir adam bağırıyor; annem de bağırmaya çalışıyor ve oradan çıkıyoruz. Annem düşüyor. Kaldırımdan ayağını atıyor, düşüyor. Sinirlenmiş herhalde. O düştükten sonra ben üstüne kapanıp ağlamaya başlıyorum. "Korkma, bir şey olmadı." diyor ama dizi kanıyor. Dizi hep kanayacak sanıyorum...