Aletler ve Adetler

Yazar : Şevket Rado
Yayın Tarihi : 1987
Dil : Türkçe+İngilizce
Sayfa Sayısı : 101
Ölçü : 20 x 27 cm
Yayınevi : Akbank
Bahsi Geçen : Bedii Gorbon

Milletlerin, aynı topraklarda, çoğu zaman aynı dili konuşarak aynı hayatı bir arada yaşayan insanların kendi toplulukları içinde zamanla gelişip yerleşen birtakım adetleri, gelenek haline gelmiş alışkanlıkları, tiryakilikleri vardır. Bunlar toplum içinde bir müddet varlıklarını sürdürdükten sonra, yine zamanla, daha çok yeni keşif ve icatların toplu hayata getirdiği yeni düzenin tesiri altında yavaş yavaş kayboluyor, aynı zamanda bu adetlere bağlı olarak kullanılmış, el sanatları veya fabrika ürünü haline gelmiş aletler de bırakıldıkları yerde kalarak zamanla unutuluyorlar; bir gün geliyor ki bunların neye yaradıkları bile bilinmez oluyor. Burada ufak bir hatıramı anlatmak istiyorum: On yıl kadar oluyor, bir iş için Macaristan'ın Budapeşte şehrine gitmiştim. Orada işimi bitirdikten sonra çarşıda gezerken eski eşyanın satıldığı bir antikacı dükkânının vitrininde küçük bir divit gördüm. Ufaklığına bakılırsa herhalde bir çocuk diviti olmalı idi. Dükkâna girerek tezgâhtaki yaşlı zata parmağımla diviti işaret edip görmem için çıkarmasını rica ettim. Adam, diviti vitrinden alarak elime verdi: Boyu bir karış kadar vardı. Bu kadar küçüğünü hiç görmemiştim. Hayli inceltilmiş bir madenden yapılmıştı. Türk divitlerinde görülmeyen, herhalde Macaristan'da yapıldığı için Avrupa işi motiflerle süslenmişti. Ayrıca sapının üzerinde bir sıra kıymetli taşın konmasına mahsus yerler görülüyordu ama taşlar söküldüğü için bu yerler boş kalmıştı. Diviti evirip çevirirken Türklerin Macaristan'a hâkim oldukları uzun devri düşündüm. Bu çocuk diviti birkaç yüzyıl önce, şarkılarımızda adı "Nazlı Budin" diye geçen, şimdiki Budapeşte şehrinin ileri gelen Türk Beylerinden birinin oğlu okula başlarken ona hediye edilmiş olabilirdi. Tezgâhtarın bilgisini yoklamaktan kendimi alamadığım için bunun ne olduğunu bilmiyormuşum gibi davranarak "Affedersiniz, bu nedir?" diye sordum. Adam bön bön yüzüme baktı, omuz silkip dudak bükerek: "Bilmiyorum!" dedi. Hem de yaşlı bir antika satıcısı tarafından verilen bu cevabın ilk anda garibime gittiğini söylemek isterim...
******
DİKKAT!
İstanbul Kitapları (7654 kitap)
ve
Osmanlı Kitapları (2586 kitap)
Koleksiyonları satılıktır.
Çok kıymetli ve nadir kitapları da kapsayan bu
Koleksiyonları almak isteyenler
İletişim paragrafından lütfen mesaj gönderin...