Yazar | : | Şerif Hulusi |
Yayın Tarihi | : | 1947 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 134 |
Ölçü | : | 15 x 21,5 cm |
Yayınevi | : | Remzi Kitabevi |
Bahsi Geçen | : | Ahmet Haşim |
Ahmet Haşim, Hicri 1301 (Miladi 1883-1884), senesinde Bağdat'ta doğmuştur. Babası Arif Hikmet Bey Bağdadın pek maruf Arap ailelerinden olup, birçok âlimler yetiştiren Alusizadelerdendir. Annesi ise, Bağdadın yine asıl ailelerinden biri olan Kâhya zadelerdendir. Annesinin büyük babası Bağdatlı Emin Efendi ilim adamlarından ve ilk Meclis-i ayan azasındandır. Ahmet Haşim'in babası Bağdat vilayeti dahilindeki mutasarrıflıklarından başka, birçok memuriyetlerde bulunmuştur. Şairin annesi ve babası hakkındaki bütün malumatımız bundan ibarettir. Ahmet Hikmet Bey doğrudan doğruya Alusi ailesinden mi geliyor, yoksa evvelce Bağdat'ta yerleşmiş herhangi bir Türk'ün Alusi zadeler ailesine onlardan kız almak suretiyle intisap etmiş bir kolundan mı geliyor, bunları bilmiyoruz. Yanız Ahmet Haşim'in çocukluğunu Bağdat'ta tam bir Arap muhiti içinde geçirdiğini, sonraları babasıyla İstanbul'a geldiği sıralarda Türkçeyi hemen hemen hiç bilmemesinden anlıyoruz.
Ahmet Haşim, Arif Hikmet Beyin biri kız, ikisi erkek üç çocuğundan en büyüğüdür. Şairin çocukluğunu, herhalde hastalıklı bir anne ile karısının bu hastalığından daima teessür duyan bir babanın hüzünlü şefkatleri arasında karanlık ve sessiz olarak geçirdiği tahmin edilebilir. Gerçekten, çok sonraları Ahmet Haşim, bu çocukluk hatıralarının hüzünlerini, Dicle üzerindeki mağmum gezintileri, bütün eşyayı hüzün, gam, keder içinde sarı ziyalara bürünmüş haliyle Annemin ve Dicle'nin hatıraları şiirinde terennüm edecektir…