Yazar | : | Oktay Ekinci |
İsbn | : | 975861228x |
Yayın Tarihi | : | Mayıs, 2005 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 360 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Anahtar Kitaplar |
Tarihsel ve kültürel mirasımızı neden "korumaya" çalışıyoruz? Kentlerimizi severken, neden önce "eski dokuları" kucaklıyoruz? Yaşamın renkleri, anlamları ve heyecanları, "geçmişin mekânlarında" neden daha bir zengin, daha bir etkileyici?
Hele dünya görüşümüz için de "ilerici"liği uygun görüyorsak, "geride kalan"lara olan bu tutkumuzu nasıl açıklayabiliriz? ...
"Adanmış" yazılarıma kavuşuncaya kadar, bu soruların bendeki yanıtı kısa ve özdü: "Kültürel değerlerimizi yitirmemek için... " Oysa korumamız gereken sadece tarihi yapılar, eski sokaklar, ya da doğanın güzellikleri değil, onlardaki "insanlığımız'mış... Bize insanlığımızı, kendimizi anımsatan, kanıtlayan ve hissettiren ne varsa...
Bu kitaptaki yazılar, işte bana da aynı değerleri duyumsatan "buluşmamın" izlerini ve heyecanlarını taşıyor. Sadece mimari, kentsel ve doğal çevreye değil, onları "yaşam"la da yoğuran duygularla buluşmuş olmama, yani "sevgiye" adanmış yazılar...
Okuldaki mimarlık tarihi ve koruma derslerini de bu soruları sormadan, hatta aklımıza bile getirmeden gördük... Anıtsal yapıların özelliklerini bilirsek, ya da eski bir konağın rölövesini eksiksiz alabilirsek, o dersleri de geçtik ve mimar olduk...
Geçmişe ait yapıları, dokuları, izleri yarına da aktarmak gerektiği söylenirken, bunların birer kültür ve sanat belgesi olmalarından öte, "insan emeğinin, aklın ve yaratıcılığının" ürünleri ve tanıkları olduklarını da anlatan bir hocamızı anımsamıyorum...
Bunları korumakla, insanı insan yapan en köklü yetilerinin ve özelliklerinin tarih içindeki serüvenini de geleceğe en güçlü "insanlık bilinci" kaynağı olarak taşımış olabileceğimizi söyleyen hocamızı da...
İlerleyen yıllarda, o eski yapıların bugüne göre ne denli zorlu ve kahırlı yaşam koşullarında üretildiklerini, buna rağmen şimdinin gelişkin teknolojisiyle gerçekleştirilen sayısız uygulamadan çok daha insancıl, doğru ve "iyi tasarlanmış" olduklarını görüp, "düşündükçe", korumanın aynı zamanda "insan yaratıcılığına hayranlık" olduğunu kavramaya başladık...