Bundan on iki yıl kadar önce, mart ayında. yâni nevrüz-u sultâni sırasında idi ki, akşam saat on sularında köprüden kalkan Şirket-i Hayriyye vapurunun kaptan köşkünde iki efendi arasında pek neşeli bir konuşma geçmekteydi.
Hemen haber verelim ki, o mevsimde havalar henüz serince olduğundan kaptan köşkü, henüz tente gerilerek ve kanepeler konularak birinci mevki hâline getirilmemiştir. Belki oturmak için bir hasır iskemleyi bile kahvecilere, ancak bir de kahve içip kırk para vererek elde ederler. “Kaptan ile musâhabe memnu’dur” diyen levhada kaptanın bulunduğu davlumbazın öte tarafındaki davlumbazda iki arkadaşın sohbet ettiğini gösteren hiç bir işaret olmadığından, bizim iki arkadaş oraya oturmuşlar ve vapurun seyir hızı ile oluşacak rüzgârdan kendilerini korumak için kaptanlara özel olarak yapılan siperin arkasına gizlenmişlerdi...

---