Yazar | : | Necmettin Türinay |
İsbn | : | 8834Y0002211 |
Yayın Tarihi | : | 1988 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 307 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları |
Bahsi Geçen | : | Abdülhak Şinasi Hisar |
Abdülhak Şinasi Hisar (1887-1963) Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının mühim simalarından birisidir. Her ne kadar bir Yahya Kemal, Yakup Kadri, Halide Edip, Peyami Safa ve Ahmet Hamdi Tanpınar kadar, sanat ve edebiyat kamuoyunun ilk hatırladığı isimler arasında yer almazsa da, gerçek bir nesir ustası olarak Hisar, devrin ikinci sınıf yazarları arasında da mütalaa edilemez. Onun yukarıdaki isimlere nazaran biraz gölgede kalır hali, ancak orta öğretim müfredat programlarının azizliği ile izah olunabilir.
Edebiyatın roman, hatıra, tenkit, hikâye, mensur şiir ve şiir olmak üzere hemen bütün dallarında kalem oynatan ve bu alanların çoğunda başarılı örnekler sergileyen Hisar'ın asıl büyük hususiyeti, ortaya koyduğu nesrin gerçek bir üslup hüviyetine bürünmesinden kaynaklanır. Tanzimat dönemi temsilcilerini atlayıp Halid Ziya'da gerçek bir kıvama eren Türk nesri, mütareke yıllarının fıkra, musahabe ve mensur şiirlerinden geçerek Abdülhak Şinasi'nin çağrışımlarla yüklü, zengin cümlesine/ifadesine ulaşır. Daha sonra bu çizgi, -bize göre- Tanpınar'ın nesri ile kendisini devam ettirir. Uzun ve iç içe geçmiş cümleleriyle ve her cümleciğin yüklendiği çağrışımlarla bu üslup, ilk anda "kavranması güç" tesiri bıraksa da, dıştan küflü pencereleri içerisini aksettirmeyen yapıların gönül zenginliğine açılır. Bu nesir mantığı ve ruhu bir arada tatmin eden edasıyla, bizim önümüze hem gerçek sanatın kapılarını açar, hem de ancak musikinin sağlayabildiği bir atmosfere yükseltir.
Bu çalışmada, bu büyük nesir ustasının önce hayatı üzerinde duruldu. Bilahare fikir ve his hayatının teşekkülü ayrı bir bölüm teşkil etti. 1941 de Fahim Bey ve Biz'in yayınlanmasına kadar müstakil bir eser çıkarmayan Hisar'ın, mütareke yıllarından itibaren -çok küçük iki ara hariç- ölümüne kadar kesintisiz devam eden yazılarının ve yazılarına yansıyan edebi telakkilerin seyri de "Edebi çevre - Tenkit - Şiir - Hatıra" olarak ayrı bir bölümü gerekli kıldı.