Yazar | : | Yusuf Mardin |
Yayın Tarihi | : | 1976 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 383 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | T. İş Bankası Kültür Yayınları |
Çok alçaktan birbiriyle yarışırcasına uçuşan kurşun rengi bulutların nemli bir tülbendin vücuda değişini andıran serpintiIeriyle denizi karartan gölgeleri üzerinde devrilen kadife' köpüklü dalgaların tuzlu yağmuru, güvertede uzunca paltosuna bürünmüş, seçkin ve tertemiz bir ruhun soylu görünüşleri ışıldayan bir yüzü fiskelemekteydi. Hafif dalgalı saçları geniş alnını iki dilim ayın yanyana gelişi gibi taçlandırmış, derin ve delen bakışlarının kaynağı iri siyah göz, düzgün ve belirli kaşlarla çerçevelenmişti. Gür, kumral bıyıklarının uçları hafifçe yukarı kıvrılmakta ve biçimli çenesindeki çukuru örten düz' gün ve kır düşmemiş sakalda serpintilerden bir damla ışıldamaktaydı.
En sevdiği varlığı sekiz ay kadar önce toprağa veren bu yakışıklı, şık giyinmiş adam, Türk edebiyatında ölümsüz eserleriyle bir çığır açan Abdülhak Hamid Beydi. Üzgün yüzünde biriken küçük damlalara, gözlerinden süzülerek karışan sessiz yaşları parmaklarıyla silerken, kendisini Hindistan'dan Beyrut'a götüren vapurda hissediyordu. Göğü sonsuz, denizi sonsuz ve sonsuzluktan oluşan bu görüntüyü hem yüksek, hem de derin bulan Hamid'in dudaklarından, eşini elinden alan ölüm için yazdığı ölümsüz ağıt parça parça dökülmekteydi…