Çağdaş besteci, yeni çağı yaşayan insanın ses dünyasındaki sözcüsüdür.
Çağındaki toplumsal olaylar, tarihsel birikim, içinde yer aldığı coğrafya, çevresindeki sanat akımları ve teknik yenilikler onun beslendiği kaynaklardır. Globalleşmeyle coğrafyadaki sınırların yıkıldığı, etkileşim alanlarının genişlediği, araştırma, iletme ve saklama koşullarının kolaylaştığı bir dönemin sanatçısıdır. Diğer sanat dallarında olduğu gibi, müzik te de özgünlük adına etnik kökenler araştırılmakta, halk ezgi ve dansları, yöresel dini törenler, eski müzik türlerinin yapısı ve eski çalgıların tınısı, yeni müziğe değişik kimlikler kazandırmaktadır. Çağdaş Türk bestecisi de geleneksel köklerinden olduğu kadar, çağın getirdiği yeniliklerden yararlanan, içinde yaşadığı dönemden etkilenen bestecidir.
Bu kitap, yirminci yüzyılın ilk çeyreğinden yirmi birinci yüzyılın ilk yıllarına kadar geçen dönemdeki çoksesli Türk müziği bestecilerini tanıtmak amacıyla hazırlanmıştır. Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana verimli olan belli başlı bestecilerin kısa yaşam öyküleri, yapıt listeleri, diskografileri ve erişim adresleri Türkçe ve İngilizce metinlerde sunulmuştur.
Orta Asya kökeninden gelen Türklerin, İslam dinini kabul etmeden önce Şaman inancına bağlı oldukları ve bu kökten kaynaklanan vurmalı çalgıların etkisindeki askeri müzik geleneğini Osmanlı İmparatorluğundaki Mehter müziğine geçirdikleri bilinir. Geleneksel Türk müziği, Orta Asya'ya dayalı askeri müzikle birlikte Anadolu'ya gelene dek Türklerin geçtiği coğrafi yörelerden, İslamlık sonrasında İran ve Arap sanatından ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yayıldığı alandaki zengin kültür birikiminden sonra konser vermeye gelmiştir. Örneğin 1847'de Franz Liszt'in piyano ve 1848'de Henri Vieuxtemps'ın keman resitali verdikleri bilinir. Franz Liszt, Donizetti Paşa'nın Mecidiye Marşı'ndaki temalar üstüne "Grand Paraphrase de la marche de Donizetti, composé pour sa Majeste le Sultan Abdül Medjid Khan" adıyla bir solo piyano parafrazı düzenlemiş ve buna karşılık, Sultan Abdülmecid'den 4. derecede bir Mecidiye nişanı ile ödüllendirilmiştir.
Sultan Abdülaziz, ilk çoksesli beste yapan padişah olarak bilinir.