Kırk yıl geçmiş Dormen Tiyatrosu olarak ilk perdemizi açtığımızdan bu yana... Dile kolay, kırk uzun yıl... Tiyatromuzun kapalı olduğu, bir daha açılacağı düşünülmediği günler, aylar, yıllar da oldu bu süre içinde, ama Dormen Tiyatrosu hep vardı sanki... Oradan çıkanların kurdukları topluluklar, orada yetişenlerin gösteri sanatının başka kollarında daha da ünlenmeleri, seyircilerin belleklerinde kalan güzel anılar, başlattığı ekolün sürmesi, tiyatromuzu, perdesi kapalı olduğu günlerde bile yaşattı ve onu vazgeçilmez bir efsane haline getirdi. Sonunda Dormen Tiyatrosu olarak da ister istemez perdesini yeni baştan açmak zorunda kaldı. Genç bir topluluktu Dormen Tiyatrosu perdesini ilk açtığı günlerde... Hatta bu yüzden birkaç eleştiri de almıştı. "Kim bunlar? Bunca tanınmamış gençle profesyonel bir tiyatro yürütülür mü?"... "Haldun Dormen ne yaptığını sanıyor?"... Hatta ünlü bir şairimiz, "Bu tiyatro bir yıl sonra perdesini kapar" gibi sözlerle haince bir iddiaya bile girmişti herkesle... Bütün bunlara rağmen tiyatromuz, kırk yıl sonra yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası olduğunu kanıtlayabildi. Geriye baktığım zaman, kırk yılın çoğu hayal kırıklıkları, başarısızlıklar, mali sıkıntılar, gözyaşları içinde geçmiş, keçiboynuzu örneği bir tutam başarı için tonlarca sıkıntı ve üzüntü... Sonuç; yerleşmiş bir efsane... Hiçbir şeye değişmeyeceğim, gerekirse bütün sıkıntılarını baştan yaşamaktan korkmayacağım bir efsane. İlk yıllarda karşılaştığımız eleştirilerle şimdi de karşılaşıyoruz zaman zaman. "Kim bunlar?" "Ayol bu oyunda bir sürü tanınmamış var." "Bu kadar gençle Haldun Dormen ne yaptığını sanıyor?" Oysa tiyatromuzun politikasında hiçbir değişiklik yok. Haldun Dormen kırk yıl önce onca gençle ne yapıyorsa gene onu yapıyor. Yeni isimler, parlak yıldızlar, çağdaş beyinler kazandırıyor tiyatroya. Hiç kuşku yok ki Suat Sungur ileriki yılların Altan Erbulak'ı, Şebnem Sönmez Nisa Serezli'si, Güneş Berberoğlu Gülriz Sururi'si, Gülbin Yeşil Ayfer Feray'ı, Kerem Atabeyoğlu Erol Keskin'i, Engin Yüksel İzzet Günay'ı olacaklar. Hepsi pırıl pırıl, hepsi çağdaş, hepsi yetenekli en önemlisi hepsi de disiplinli ve inanılmaz bir tiyatro sevgileri var...

---