Yazar | : | Osman Hamdi Bey, Marie de Launay |
İsbn | : | 975836202x |
Yayın Tarihi | : | 1999 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 461 |
Ölçü | : | 26 x 36 cm |
Yayınevi | : | Sabancı Üniversitesi |
Bilindiği gibi İstanbul, bir taraftan Osmanlı halklarının tarımsal ve sınai ürünlerinin, diğer taraftan Karadeniz yoluyla Hindistan, Çin, İran ve Rusya'nın ve Akdeniz yoluyla Amerika, İngiltere, Fransa ve dünyanın diğer bölgelerinin ürünlerinin toplandığı ve yığıldığı, geniş bir transit ticaretin antreposudur. Gemiler Haliç'e demir atarlar, Haliç kıyılarında sıra sıra mağazalar bulunur. Kentte sayısız han, Tuna vilayetlerinden veya Odesa'dan gelen buğday çuvallarının yığılı durduğu tahıl ambarı, içinde Fransız, Kıbrıs, İzmir ve Ege Adaları şaraplarıyla İran, Gürcistan ve Kırım şaraplarının yanında, İngilizlerin ale denilen biralarıyla diğer sert ve siyah biralarının, cinlerinin ve viskilerinin sıralandığı içki mahzenleri de vardır.
Eski İstanbul'un bütün binaları İran, İzmir ve Konya'nın şal ve halılarıyla temelden çatıya tıka basa doludur. Bodrum katlarında kocakarı ilaçları, güzel kokular, fildişi, sedef, Afrika ile Arabistan'ın abanozu, Hint ve İran'ın kıymetli taşları karmakarışık saklanır. Dar ve kıvrıntılı eski sokaklarında, birbirine uzanmış saçakların altında evler, güneş görmeden yan yana sıralanırlar. Bu güneşi kapatan damların, gökyüzüne çıkan ağaçların perdesi altında, portakal rengi keçeden veya astragandan sivri külahıyla, sarındığı geniş maşlahının rahatlığı içinde Acem satıcı ile kafasına geniş ve düz bir kasket takmış, Kafkasya usulü gümüş bir kemerle belinden sıkılmış pilili eteği olan ve dar bir redingot giymiş Kafkasyalı Rus tüccarlar gelir geçerler. Güneşin daha kolay girdiği, yeni yapılan ve düz bir hat üzerinde olması istenmesine karşın, her yerde var olan tepecikler nedeniyle eğriler çizmek zorunda olan yeni sokaklarda, Türk memurlarının siyah setre takım elbisesi…