Yazar | : | Atilla Dorsay |
İsbn | : | 9751008999 |
Yayın Tarihi | : | 1999 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 387 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | İnkılâp Kitabevi |
Elinizdeki kitap, benim uzun zamandır (1990'ların başından beri) tasarladığım bir kitaptı. 1966 sonlarında başlayan sinema yazarlığım, kimi okurların bildiği ve benim de birkaç kez anımsattığım gibi, ilk yıllarda yalnızca yabancı filmleri yazmamla sürmüş, ancak 1970 yılından başlayarak kendi filmlerimize de gerçek anlamda eğilmek fırsatını bulmuştum. Böylece, sinema üzerine ve de Türk filmleri üzerine 25 yılı aşan bir süredir sürekli olarak yazan bir sinema yazarıyım: belki dünya çapında bile bir rekor!.. Ve bu yazıların elbette en önemli olanları, kendi filmlerimiz üzerine yazılmış olanlar... Belki içerdikleri yaklaşım, yazınsal değerleri veya esin zenginlikleri açısından değil: çok iyi yabancı filmlerin bir yazara veya sade bir seyirciye esinlendikleri, kuşkusuz ki zaman zaman bizim kör-topal sinemamızın olanak verdiği eleştirilerden daha doyurucu olabilir.
Ama ne olursa olsun, ele alınan bizim filmlerimiz, Türk sanatçılarının öz üretimleri olunca, konu daha bir başkalık kazanıyor. Öncelikle, eleştiri belli bir işlev yüklenmiş oluyor. Çok başarılı bir Fellini, Antonioni, Bergman veya Kubrick filmi üzerine yazabileceğiniz çok hoş bir yazı, kimin umurunda? Ne o yönetmeni ve onun evrensel seyircisini etkileme şansına sahip, ne de Türkçe'nin özel konumu itibarıyla dünya sinema literatürüne geçme şansı taşıyor. (Yoksa ben, her türlü yapay alçakgönüllülük dışında, kendi yazdığım kimi eleştirilerin yabancı ve de en ünlü eleştirmenlerinkinden daha alt düzeyde olduğunu düşünmüyorum.)
Ancak kendi filmlerimiz üzerine yazdıklarımızın ve yazabileceklerimizin kendi yönetmenlerimizi ve de seyircimizi etkileme şansı var. Ben böyle bir şansa sahip oldum, onu da iyi-kötü (kendimce iyi) biçimde kullandım sanıyorum. Sinema eleştirisini, bu alana genelde hiç yüz verme eğiliminde olmayan bir basın ve yayıncılık anlayışına karşın, bunca yıldır inatla, ısrarla sürdürmüş olmam, sanırım belli bazı yeteneklerimle de birleşince, ben okunan, izlenen, yazıları tartışılsa da ilgi gören bir sinema yazarı oldum ve özellikle 1980-90 arası dönemdeki eleştirilerimin, gerek seyirci sayısı, gerekse yönetmenler üzerinde oldukça etkili olduğu, benim dışımda kaynaklarca da yazıldı, söylendi...