Yazar | : | Hıfzı Topuz |
İsbn | : | 9757551236 |
Yayın Tarihi | : | 1996 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 232 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Gerçek Yayınevi |
"100 Soruda Türk Basın Tarihi"ni ilk kez 1970 başlarında yazmıştım.
O zamandan bu yana çok şeyler değişti. Boğaz Köprülerinin altından çok sular aktı.
O yıllarda ne iletişim sözcüğü vardı, ne de medya. Bilgisayar daha gazetelere girmemişti, haberler faksla iletilmiyordu, videoyu daha keşfetmemiştik, insanlar televizyon ekranlarının tutsağı olmamıştı, basın güvenliğini ve inandırıcılığını bu ölçüde yitirmemişti, gazetecilerin saygınlığı vardı, olaylar bu ölçüde saptırılmıyordu, işkence teknikleri bugünkü kadar gelişmemişti.
En yüksek gazete tirajı 600 bindi, düşün gazetelerinin 100-150 bin bastığı yıllardaydık. İkitelli'nin adı bile yoktu, belki de oralarda koyun ve sığır sürüleri dolaşıyordu. Medya Holdingleri kurulmamıştı, Aydın Doğan henüz Koç Gurubunun otomotiv bölümünde bayilik yapıyordu, Dinç Bilgin İzmir'de yerel bir gazetenin başındaydı, Enver Ören'in basın dünyasında daha adı bile duyulmamıştı.
Türkiye'de televizyon sayısı henüz 100 bin bile değildi. Gazeteler reklam gelirlerini TV'ye daha kaptırmamışlardı.
Ya gazeteciler? D.P. döneminde gazeteciler onurlu bir savaş vermişler ve hemen hemen hepsi cezaevlerine girip çıkmıştı, ama kimse işkence görmemiş, öldürülmemişti.
Herşey 12 Mart (1971) ile başladı. İşkenceciler, Kontrgerilla merkezlerinde eğitim gördüler. Tüm baskı örgütünün başında tek isim yer alıyordu: General Faik Türün.
Önce dört gazete kapatıldı, sonra devrimci dergiler; daha sonda profesörler, gazeteciler, sendika yöneticileri ve TİP üyeleri gözaltına alındı. Ardından Anayasa değiştirildi, birbirinden güçsüz ve yeteneksiz başbakanlar ülkeyi yönetti o yıllarda.
Bedrettin Cömert, Abdi İpekçi, Doğan Öz, Ümit Doğaııay, İsmail Gerçeköz, Nihat Erim kurşunlanarak öldürüldü, Server Tanilli ölümden kıl yapı kurtularak sakat kaldı...