Hilafet Meselesi Son Halife Abdülmecit ve Hanedan Mensupları Nasıl Hudut Haricine Çıkarıldılar?

Yazar : M. Kamran Ardakoç
Yayın Tarihi : 1955
Dil : Türkçe
Sayfa Sayısı : 126
Ölçü : 11,5 x 16,5 cm
Yayınevi : Petek Yayınları

HİLAFET NEDİR? Müslümanlığın ilk günlerinde Müslümanların sayısı az olduğundan umumi ibadetlerde bizzat Peygamber imamlık ediyordu. Müslümanlar çoğalınca imamların da çoğalması icap etti. Peygamber bir takım kimselere kendi namına namaz kıldırmak yetkisi vererek kendisi baş imam mevkiine geçti. İslamlık büyük kuvvet kazanıp da harple, askeri fetihlerle kasabalar, şehirler, vilayetler ele geçirmeye başlayınca Peygambere imamlıktan ayrı büsbütün yeni bir iş daha çıktı. Baş imamlığın yanına bir de Hicaz ve civarı Araplarının milli reisi sıfatıyla bu yerleri idare vazifesi katıldı. Peygamberden sonra baş imamlığa seçilen kimselere "Halife" adı verildi. Böylece "Halife" kelimesi imamdan ziyade Arap imparatorluğunun devlet reisini ifade eden bir unvan haline geldi. Emevi hanedanının kurulması ve Arap saltanatının bir sülale eline geçmesiyle Peygamberin kurduğu usul ve hukuk anlayışı, yani müntehap "baş imam vekilliği" nihayet bulmuştu. Ondan sonra Emeviler ve Abbasiler, Halifeliği Arap siyasi hâkimiyetinin yayılmasına bir alet olarak kullandılar. Moğol İmparatoru Hülagu, Bağdat'ta son Abbasi Hükümdarı Mutasım'ı idam edince bu tarz da ortadan kalktı. Halifelik iki yüz elli yıl kadar (1258-1517) Abbasi hanedanından olmak iddiasında bulunanların bir geçim vasıtası haline geldi. Alınıp satılabilen bir mal gibi olmuştu. Yavuz Selim Mısırı zaptedince, orada "Halife Mütevekkil Allah" unvanlı ve Mısır hükumetinin sadakasıyla geçinen bir Arap buldu. Osmanlılar bilhassa en son devirlerinde süratle çökmekte olan askeri-siyasi kudretlerinin yerini alabilecek bir kuvvet edinmek düşüncesiyle Halifeliğe ehemmiyet vermek istediler. Halifenin "Allahın yeryüzünde gölgesi" "Kâinat nizamının nazımı" olduğu ve daha bunlara benzer bir takım ilim ve mantık dışı, evham ve hayal mahsulü sıfatlar icat edildi ve Hilafet etrafında büyük masraflar, rütbeler, makamlar, softaların askerlik muafiyetleri gibi imtiyazlarla beslenen bir medrese edebiyatı meydana getirildi. Bunların hiçbir faydalı tesiri olmadı. Bilakis aksi netice verdi. Müslümanları bir araya toplamak şöyle dursun onları birbirlerine düşman etti...
******
DİKKAT!
İstanbul Kitapları (7654 kitap)
ve
Osmanlı Kitapları (2586 kitap)
Koleksiyonları satılıktır.
Çok kıymetli ve nadir kitapları da kapsayan bu
Koleksiyonları almak isteyenler
İletişim paragrafından lütfen mesaj gönderin...