Çağdaş dünyada sorunlarını askeri yönetimlerle çözebilmiş hiçbir ülke gösterilemez. Askeri yönetimler, belki belirli bazı sorunları halledermiş gibi görünürlerse de, daha yeni sorunlar ortaya çıkarırlar. Türkiye'mizde her on yılda bir askeri müdahale yapılagelmektedir. Acaba sorunlarımızı çözebildik mi? Türkiye'de temel sorun, rejim sorunudur. Üstün irade kimin olacak, bu irade nasıl gerçekleşecek, iktidarlar nasıl gelip gideceklerdir? Üçüncü defadır yaşadığımız askeri müdahalenin sürekli çözüm getirmeyeceğini askerlerimiz de söylemekte ve bunun için de belirli bir süre sonra yönetimi sivillere bırakmaktadırlar. Ancak artık yolun sonuna gelinmiştir. Müdahaleye alışan, kendini millet iradesinin üstünde görme eğilimine giren bir ordu, içinden çürür; hele Türkiye gibi bir ülke için bu olasılık çok daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Artık millet iradesiyle seçilmiş meclislerimizin dokunulmazlığına inanmalı, bunu korumalı ve en önemlisi, korumayanı oylarımızla değiştirip, genç demokrasimize sahip çıkmalıyız. 12 Eylül müdahalesinden sonra Türkiye için yeni bir dönem açılmıştır. Acaba bu nasıl bir dönem olmuştur? Acaba 12 Eylül öncesindeki durum tam anlamıyla değerlendirilebilmiş midir? 12 Eylül öncesindeki gelişmelerin tüm sorumluluğunu eski politikacılara yükleyip, derine inmeden o dönemdeki olayların gerçek nedenlerini ve boyutlarını incelemeden basit sonuçlara varmamız, ilerde aynı durumlarla karşılaşmamıza ve o zaman da yanlış değerlendirmeler yapmamıza yol açabilir.

---