Milli Egemenlik ilkesini tam bir açıklığa kavuşturabilmek için, ilk önce egemenlik kavramı üzerinde durmalıyız. Dilimizde "hâkimiyet" sözcüğü ile eşanlamlı olarak kullanılan "egemenlik" (souverainété, sovereignty), hükmeden, buyuran, buyruğunu yürütebilen üstün bir gücü ifade eder. Kendisinden daha üstün bir başka gücün varlığını kabul etmemek, egemenliğin özünde vardır. Egemen bir güç, kendi yetki alanında, herhangi bir üst otoriteye bağlı ve bağımlı olmayan güç demektir. 2 Egemenlik kavramı, i 789 Fransız İhtilalinden önce, kralın devlet gücüne tek başına sahip oluşunu meşru bir temele oturtmak, monarşinin hukuki izahını yapabilmek için, Jehan Bodin gibi yazarlar tarafından ortaya atılmıştı. O tarihte egemenlik dini ve ilahi bir kaynağa bağlanıyordu: Kral, Tanrının isteği ile egemen idi. Devletin bütün gücü kralda toplanmıştı. XIV. Louis'nin "Devlet benim" sözüyle anlatmak istediği bu idi. Daha önceki bazı eserleriyle Avrupa çapında üne kavuşmuş olan Fransız hukukçusu Jehan Bodin egemenlik kavramını ortaya atarak ve açıklığa kavuşturarak, Fransa'yı din kavgalarından ve anarşiden kurtarmak istemişti. Bodin'in 1576'da yayınlanan "Devlet Üzerine Altı Kitap" (Six Livres de la République) adlı büyük eseri, bazı protestan yazarların, kralın yetkilerini sarsmağa çalışan eserlerine karşı kaleme alınmıştı. Bir kaç yıl önce, 1572' de, Fransa'da Saint-Barthelemy katliamı yaşanmış, protestanlar topluca öldürülmüşlerdi. Gerek katolikler, gerek protestanlar, kralı kendi yanlarına çekmeğe çalışıyorlardı. Bodin ve arkadaşları, ülkede hoşgörünün egemen olmasını, din kavgasının bitmesini, kralın bu kavgaların dışında ve üstünde kalmasını, herkesin kralın mutlak otoritesi etrafında birleşmesini istiyorlardı. Birliğin sağlanabilmesi için, ne Papalık, ne de Protestan Kilisesi kralın işine karışmamalı idi.

---