Sosyoloji kelimesini ilk kullanan, Fransız filozofu Auguste Comte olmuştur. Fakat toplumsal bilgilerin başlangıcı ondan çok eskidir. Eski kurumlarda Yunan filozofları Politique adı altında· toplumsal problemlere önemli yer ayırmışlardı. Mesela Eflatun Cumhuriyet ve Kanunlar adlı iki büyük eserini toplumsal incelemelere ayırmıştı. O bu eserlerinde İdeal bir cemiyet örgeninin nasıl olması gerektiğini anlatır. Aristo da Politique adlı kitabında eski Atina kentinin örgenini gözden geçirir. Meşhur: "İnsan toplumsal bir hayvandır" sözünü yazan odur. Aristo, insan cemiyetini bir tabi at olayı diye gösterir. Bundan dolayı, o toplumsal bilginin ilk kurucusu adını alsa değer. Eflatun'a göre ideal cemiyet, birlik, ortakçı, enikonu komünist cemiyetti. Aristo'ya göre ise en iyi devlet şekli cumhuriyettir. Orta kurun felsefesi, toplumsal bilgide, Yunan filozoflarının daha önceden yazdıklarına yeni bir şey eklemez. Bu devirde uzun zaman, Eflatun gibi, ideal devlet planları çizilmiştir. Rönesans, sadece edebiyat, bilim, sanat alanlarında yeni bir devir olmakla kalmamış, büyük siyasal meseleleri de halletmeğe çalışmıştır: Machiavel Le Prince adlı meşhur idare ve siyasa kitabını, Grotius Doğal Hukuk eserini o zaman yazmıştır. İngiltere'de Hobbes, Locke gibi bilginler Bacon'un deneysel metodunu ahlak ve siyasa bilimlerine tatbik etmeğe uğraşıyorlardı. Ondan önce, toplumsal olguların bir bilim konusu olabileceği kabul edilmiyordu. Cemiyet şekil ve olgularının Nasıl olduğu değil, Nasıl olması gerekeceği aranıyordu. Cemiyet olgularının da tabiat olayları gibi değişmez kanunlara bağlı olduğu fikri yavaş yavaş bu devirde meydana çıkar...

---