Yazar | : | Refik Halid Karay |
Yayın Tarihi | : | 1947 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 222 |
Ölçü | : | 16 x 21,5 cm |
Yayınevi | : | İnkılâp Kitabevi |
Bahsi Geçen | : | Refik Halit Karay |
Anahtarını kaybettiği günün akşamı apartmanının kapısını ilk defa olarak kendisi açamadı; asık suratla zile bastı. Karşısında evin beyini görünce hizmetçinin, sormağa cesaret etmese bile "anahtarınızı yanınıza almamış mıydınız?" der gibi yüzüne bakacağını, şaşacağını sanıyordu.
Kızın aldırmadığını, belki de farkına varmadığını anladı, rahatladı. Kenan hiç bir şey kaybetmesini, hele başkalarının bunu öğrendiğini istemezdi. Kendine göre bazı merakları olan adamlardandı. Hemen karar verdi:
- Hanımdaki eş anahtarı usulcacık, haber vermeden alırım; bir tane daha yaptırırım. Ne olsa yarın sokağa çıkmaz; kabul günüdür!
Karısı Perihan acaba anahtarını nereye koyar, nerede saklardı? Büyük bir ihtimalle el çantasında olmalı... Zira bir defa orada görmüştü. İçeriye girdikten sonra fırsat kolladı; yatak odasında bir aralık yalnız kalınca elbise dolabını açtı. Fakat yan yana dizilmiş, irili ufaklı, ayrı biçimlerde, renk renk derilerden ve kumaşlardan yapılmış beş tane çanta karşısında bir müddet durakladı. Vakit yoktu, eline ilk rastlayanı aldı, kulpunu, sürgüsünü kurcaladı; nihayet zorlukla açabildi. Boştu. En geride duranı çekti. Küçük gözlerinden birinde aradığını bulmuştu: İşte, ufacıcık bir Yale anahtarı...
Hemen yeleğinin cebine attı. Çantayı yerine koydu. Mahallede elinden her iş gelen bir sobacı tanıyordu; dükkânının önünden geçerken tozlu, karmakarışık camekânında (Yale anahtarları bulunur ve tamirat edilir) diye bozuk Türkçeli ilan gözüne iliştikçe sinirlendiği için hatırında kalmıştı.
Ertesi sabah işine giderken oraya uğradı. Yüzünün bütün hatları gibi saçıyla bıyığının biçimi de Einstein'a benzeyen bilim tavırlı yaşlı dükkâncı, bir otomobilden inerek içeriye giren bu pek temiz kıyafetli, mevki yapmış ve emir dinletmeğe alışmış olduğu her halinden belli delikanlıya fazla ehemmiyet verir görünmedi…