Yazar | : | Attila İlhan |
Yayın Tarihi | : | Haziran, 1988 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 419 |
Ölçü | : | 11 x 18,5 cm |
Yayınevi | : | Bilgi Yayınevi |
"..... Yeğeni, son buluşmalarından, bu yüzden buruk ayrılmadı mı: henüz ilkbahar, Balıkpazarı'nda diri kirazlar, avuç avuç mermi, durdukları yerde, kıpkızıl infilak etmektedir; havada, tuzlu yeşil erik tadı; iriyarı bir güneş, Büyük ve Küçük Parmakkapı sokaklarının, yüzyıllık Bizans rutubetini emiyor.
Ahmet Ziya Bey, epeyce bir süredir, iki sokağı karanlık avlusuyla birbirine bağlayan, Afrika Hanı'nda oturuyordu. Bina, Abdülhamid-i sani Mabeyni'nden Ragıp Paşa'nın, o devirde Beyoğlu'nda inşa ettirdiği, üç büyük handan birisi; (Öbür ikisi Anadolu ve Rumeli hanları) altı çarşı, üstü ikametgâh olarak tasarlanmış; sokak üstü, avlu içi, sıra sıra dükkân: terzi, berber, tuhafiye ve manifatura; bitişik iki ayakkabı mağazası, bir kırtasiyeci, kaçınılmaz kahve ocağı. Hangi kapısından avluya girilse, çevresi sırf kedi, tıkabasa çöp bidonları; yukarı katlardan bir radyonun (belki gramofon), salıverdiği yanlış Debussy; devrilen mukavva kutu gürültüleriyle, paldır küldür, çatıdan avluya dökülen güvercinler; arada çürümüş tahta, sinsi küf kokusu!..."
"....Küllük, sırtını Beyazıt Camii'ne vermiş, Emin Efendi Lokantası'nın adeta himayesinde, camekânlı bir semt kahvesi: Beyazıt Meydanı'nın, öğrencisi bol med ve cezirine, fırdolayı tramvayların, allı yeşilli sirkine bakıyor! Asıl keyfi, bu mevsimdedir; masalar ulu ağaçların gölgeleri altına taşındığından, en bunaltıcı öğle sıcağında, serin; yapraklardan süzülen yeşil yansımalı aydınlıkta, asude ve sakin. Tedirgin eden ne at sinekleri gibi masalara dadanan, irili ufaklı 'lostracı'lar mı; yoksa yasemin ağızlık, zeytin çekirdeği tesbih satıcıları mı?..."