Yazar | : | Mehmet Emin Erişirgil, Haz. Aykut Kazancıgil, C. Alpar |
Yayın Tarihi | : | 1984 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 218 |
Ölçü | : | 16 x 24 cm |
Yayınevi | : | Remzi Kitabevi |
1914'te Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'na girmişti. O devrin Alman devlet adamlarına göre bu savaş, memleketlerinin kültürdeki yüksekliğini Osmanlılara göstermek için büyük bir fırsat hazırlamıştır. Savaştan galip çıkacak Almanya, ekonomi bakımından olduğu gibi, fikir bakımından da Osmanlı İmparatorluğu'nu kendine bağlı kılmalıydı. Alman hayranı olan bazı Osmanlı Nazırlarına göre de Alman kültürünün Türkiye'de yayılması bir nimetti. Memleketin gerçekten ilerlemesi için Fransız kültürü tesirinden kurtulması ve Alman yüksek ilim ve tekniğinin benimsenmesi lazım gelmiyor muydu?
Bakanlar Kurulu, Alman Elçiliğinin teklifi üzerine Schmidt adında orta zekâda, orta bilgide bir adamı Maarif Nezaretine müşavir olarak tayin etmeye karar verdi. Maarif Nazırı Şükrü Bey bu karardan çok memnundu. Birçok aydın kimseler, kendisini ya eski Serez Mutasarrıfı yahut Babıali baskınında önemli vazife gören yaman bir komitacı olarak tanıyorlardı. Onu bir türlü Hakkı Paşa, Emrul1ah Efendi gibi âlimlerin, Recaizade Ekrem Bey gibi ediplerin, Abdurrahman Şeref Bey gibi şöhretli hocaların oturdukları bir koltuğa layık görmüyorlardı. Hocalıktan yetiştiğini ve Maarif işini bu ünlü kişilerden daha iyi bildiğini herkese nasıl anlatabilirdi? Kendisini en çok seven Talat Bey bile asil olarak Maarif Nazırlığına getirilmesini tekliften çekinmemiş miydi? Fakat yanında Schmidt olduktan sonra artık yaptığı işlerin cahilce olduğunu kimse iddia edemezdi. "Ben mütehassıs Alman Schmidt'in görüşünü aldım!" deyince, akan sular durur…